
YAHŞİBAY : (Tür.) Er. - İyi tanınan, saygın kimse.
YABAN : (Fars.) Er. 1. Yabancı. 2. Issız kır, ova, çöl, sahra. 3. Dışarı, başka ülke, gurbet. 4. Ekin tarlası.
YABAN GÜLÜ : (Fars.) Ka. 1. Kır gülü. Bozkır çiçeği. 2. Kuşburnu.
YABAR : (Tür.) Er. - Güzel koku, misk.
YABENDE : (Fars.) - Bulucu, bulan. Keşfeden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YABGU : (Tür.) Er. - Eski Türk devletlerinde "hükümdar" anlamında kullanılan bir unvan.
YADE : (Fars.) Ka. - Hatıra.
YADİGAR : (Fars.) - Bir kimseyi ya da bir olayı anımsatan kimse. Bırakılan anı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAFES : (Ar.) Er. - Hz. Nuh (a.s.)´un üçüncü oğlu. Tufandan sonra Hazar denizinin kuzeyine yerleşmiştir. Türk soyunun atası olduğu söylenir.
YAĞAN : (Tür.). - Yağmur, kar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAĞIN : (Tür.) Er. 1. Yağmur. 2. Düşman yağı. 3. Yiğit. 4. Arka, sırt.
YAĞIZ : (Tür.) Er. 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.
YAĞIZALP : (Tür.) Er. - Esmer, güçlü yiğit.
YAĞIZBAY : (Tür.) Er. - Esmer kimse.
YAĞIZER : (Tür.) Er. - Esmer kimse.
YAĞIZHAN : (Tür.) Er. 1. Esmer hükümdar. 2. Yeğni, katı, cesur han.
YAĞIZKAN : (Tür.) Er. - Asil, soylu kan.
YAĞIZKURT: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, kuvvetli kimse.
YAĞIZTEKİN: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, erkek.
YAĞMUR : (Tür.) Ka. - Gökten damlalar halinde düşen su.
YAĞMURCA: (Tür.) Er. - Bir tür geyik. Dağ keçisi.
YAHŞİ : (Tür.) Er. 1. İyi, güzel, çok güzel. 2. Yiğit, yakışıklı. 3. Toy, deneyimsiz genç.
YAHŞİHAN : (Tür.) Er. - Genç, güzel hükümdar.
YAHYA : (İbr.) Er. - ´Allah lütufkardır" anlamında. Kur´an-ı Kerim´de 5 yerde ismi geçen ve Zekeriyya (a.s.)´nın oğlu olan peygamber.
YAKTIN : (Fars.) Er. - Kabak. Kavun, karvpuz, hıyar gibi toprakta uzanıp, yetişen bitki.
YAKUT : (Ar.) 1. Parlak kırmızı, şeffaf kıymetli taş. 2. Sibirya´nın kuzey kısmında yaşayan bir Türk kavmi. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAKZAN : (Ar.) Er. - Uyanık, gözü açık.
YALABUK : (Tür.) Er. 1. Güzel, yakışıklı, sevimli. 2. Parlak, ışıltılı. Şimşek. 3. Çevik, atik, işgüzar. 4. Kavgada üstün gelen.
YALAP : (Tür.) Er. 1. Parıltı. 2. İvedi, hızlı, çabuk. 3. San renkli bir kuş. 4. Şimşek.
YALAVAC : (Tür.) Er. - Peygamber, elçi.
YALAZ : (Tür.) Er. 1. Alev. 2. Bayrak.
YALAZA : (Tür.) - Alev. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALAZABEY: (Tür.) Er. - Ateş gibi.
YALAZALP : (Tür.) Er. - Alev gibi parlak yiğit.
YALAZAN : (Tür.) - Berk, şimşek. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALAZAY : (Tür.) - Ayın kırmızı ışıklar açar hali. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALÇIN : (Tür.) Er. 1. Sarp. 2. Düz kaygan. 3. Parlak, cilalı.
YALÇINER : (Tür.) Er. - Çetin, sert ve yiğit.
YALÇUK : (Tür.) Er. 1. Parlak, parlayan. 2. Elçi.
YALDIRAK : (Tür.) Er. - Ak, parlak, ışıltılı.
YALE : (Fars.) - Sığır boynuzu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALGIN : (Tür.) Er. 1. Serap, ılgın. 2. Alev.
YALIM : (Tür.) Er. 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb. kesici yüzü. 3. Kaya. Sarp yer, uçurum. 4. Şimşek. 5. Kuvvet, kudret. 6. Onur, derece. 7. Çalım, gurur.
YALIN : (Tür.) 1. Gösterişsiz, sessiz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALINAY : (Tür.) - (bkz. Yalın). Ayın en görkemli ve sade görüntüsü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALINÇ : (Tür.) Er. - Karışık olmayan, sade, yalın, yapılması ve anlaşılması kolay olan.
YALKI : (Tür.) Er. 1. Yalın, tek. 2. Işın.
YALMAN : (Tür.) Er. 1. Kılıç, kama, bıçak, mızrak´ın ağzı veya ucu. 2. Sarp, dik. Eğik, eğinik.
YALTIR : (Tür.) Er. - Parlak, parlayan.
YALTIRAK : (Tür.) Er. 1. Işık, parıltı. 2. Kuyruklu yıldız.
YALTIRAY : (Tür.) Er. - Ayın ışıltısı.
YAMAÇ : (Tür.) Er. 1. Dağın ya da tepenin herhangi bir yanı. Karşı. Yan. 2. Yakın. 3. Bedel, karşılık.
YAMAN : (Tür.) Er. 1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. İşbilir, kurnaz, becerikli.
YAMANER : (Tür.) Er. - Güçlü, cesur erkek.
YAMANÖZ : (Tür.) Er. - Özü güçlü olan.
YANAÇ : (Tür.) Er. - Yön, taraf.
YANAL : (Tür.) Er. 1. Yanda olan, yana düşen. 2. Alaca, değişik renkli. 3. Kırmızı pembe. 4. Nehir yatağı.
YANAR : (Tür.) Er. 1. Parlayan, parıldayan. 2. Kaplıca. 3. Aralık ve Ocak ayı.
YANIK : (Tür.) Er. 1. Yanmış olan, esmer. 2. Duygulu, dokunaklı. 3. Kavruk, gelişmemiş. 4. Aşık.
YANIKER : (Tür.) Er. - Aşık, vurgun kimse.
YANKI : (Tür.) - Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAPINCAK : (Tür.) Ka. - Seyrek taneli, kırmızı bereli bir üzüm türü.
YAPRAK : (Tür.) Ka. 1. Bitkilerde ekseriya klorofilli, yeşil renkli, çeşitli şekil ve yapıda olan soluk almaya yarayan uzantı. 2. Kitap yaprağı, varak.
YAREN : (Fars.) Er. - Arkadaş, dost, yakın dost.
YARIDİL : (Fars.) - Gönül arkadaşı, sevgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YARKAYA : (Tür.) Er. - Sarp, uçurumlu kaya.
YARKIN : (Tür.) - Şimşek, ışık, ışıklı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YARLIK : (Tür.) Er. 1. Buyruk, ferman. Yasa, kanun. 2. Yoksul, acınan. 3. Bağış, lütuf.
YARUK : (Tür.) Er. - Işık, aydınlık, parlaklık, parıltı.
YASA : (Tür.) Er. - Sevinç memnuniyet, beğenme ve alkış ifade eder
YAŞAM : (Tür.) - Doğumdan ölüme kadar geçen süre, hayat. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YASAN : (Tür.) Er. 1. Tertip, düzen. 2. İmge, belirti. 3. Bir işi yapma isteği, karar. 4. Öngörü. 5. Baskın.
YAŞAR : (Tür.) - Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan adlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YASAVUL : (Tür.) Er. 1. Koruyucu muhafız. 2. İlhanlılar devrinde ordu müfettişliği yapan kimse. 3. Jandarma, polis.
YASEMİN : (Fars.) Ka. - Zeytingillerden, güzel kokulu ve ekseriya beyaz veya sarı çiçek açan sarılgan ağaççık (jasminum).
YASER : (Ar.) Er. - Bolluk, varlık, zenginlik, varlıklılık.
YAŞIK : (Tür.) Er. - Işık, parıltı, parlaklık.
YAŞIL : (Tür.) Er. 1. Yeşil. 2. Erkek ördek.
YASİN : (Ar.) Er. - Kur´an-ı Kerim´in 36. suresinin başlangıcı. Asıl manası bilinmemekle birlikte, "Ey insan, Ey Seyyid" gibi muhtelif anlamlar çıkarılmıştır.
YAŞIN : (Tür.) 1. Işık, parlaklık. 2. Gizli. 3. Şimşek.
YASUN : (Tür.) Er. 1. Tarz, üslup, töre. 2. Doğa, tabiat.
YATMAN : (Tür.) Er. - Boyun eğen, uysal, yumuşak başlı kimse.
YATUK : (Tür.) Er. 1. Kanun, santur vb. sazların genel adı. 2. Saklanan kullanılmayan şey. 3. Tembel.
YAVER : (Fars.) Er. - Yardımcı.
YAVEŞ : (Tür.) Er. 1. Ağırbaşlı, yumuşak huylu, sakin. 2. Şefkatli, sevecen.
YAVUZ : (Tür.) Er. 1. Yaman güçlü, güzel. 2. Sert, şiddetli, çetin, keskin. 3. Fevkalade, ala, müstesna. 4. Kötü, fena azgın. Yavuz Sultan Selim. Hilafetin Osmanlılara geçmesini sağlayan dokuzuncu Osmanlı padişahı.
YAVUZALP : (Tür.) Er. - Çetin ve mücadeleci yiğit.
YAVUZAY : (Tür.) Er. - . Ayın en güzel hali.
YAVUZCAN: (Tür.) Er. - Güçlü kişiliği olan, kimse.
YAVUZER : (Tür.) Er. - Cesur, güçlü erkek.
YAVUZHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hükümdar, hakan.
YAY : (Tür.) Er. 1. Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş eğri ağaç ya da metal çubuk. 2. Burç.
YAYGIR : (Tür.) Er. - Gökkuşağı.
YAYLA : (Tür.) Ka. - Deniz yüzeyinden yüksek, yaz mevsiminde oturulan serin ve yüksek yerler.
YAZGAN : (Tür.) Er. - Yazan, yazar.
YAZGI : (Tür.) - Kader, alın yazısı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAZGÜLÜ : (Tür.) Ka. - Yazın açan gül.
YAZIR : (Tür.) Er. - Oğuzların, Bozok kolunun Ayhan soyundan gelen bir Türkmen boyunun adı.
YA´KUB : (Ar.) Er. 1. Erkek keklik. 2. İbranice, "Takib eden, izleyen". -Hz. Yusuf (a.s.)´un babası ve Kur´an-ı Kerim´de ismi geçen 25 peygamberden (Hz. Ya´kub). Hz. İshak (a.s.)´ın oğlu.
YEDİGER : (Tür.) Er. - Büyük ayı takım yıldızı.
YEDİVEREN: (Tür.) Ka. - Yılda her mevsim çiçek açan gül.
YEFA : (Ar.) - Yüksek yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YEGAH : (Fars.) Ka. - Türk müziğinin en eski makamlarından bir terkib.
YEGAN : (Fars.) Er. - Tekler, birler.
YEGANE : (Fars.) Ka. - Biricik, tek.
YEĞİN : (Tür.) Er. 1. Zorlu, katı, şiddetli. 2. Baskın, üstün. Yiğit, güçlü, çalışkan. 3. Bereketli, bol. 4. İyiliği seven. 5. Yakışıklı, güzel, ince. 6. Uygun yerinde.
YEĞREK : (Tür.) Er. 1. İyilik sever. 2. Güzel. 3. Fazla, çok.
YEHUD : (Ar.) Er. - Yahudi, Hz. Ya´kub´un oğlu Yahuda soyundan gelenler, İsrailoğulları.
YEHUDA : (Ar.) Er. - Hz. Ya´kub´un on iki oğlunun en büyüğü.
YEKÇEŞME : (Fars.) Ka. 1. Tek gözlü. 2. (Tür.) Güneş.
YEKDANE : (Fars.) Ka. 1. Eşi benzeri olmayan, tek. 2. Bir çeşit gerdanlık.
YEKPARE : (Fars.) Ka. - Tek parça, bütün, som.
YEKRENG : (Fars.) Ka. 1. Bir renkte olan. 2. Sözünün eri olan. 3. Meşhur bir çeşit lale.
YEKRU : (Fars.) Er. 1. Bir yüzlü, iki yüzlü olmayan. 2. Güvenilir dost.
YEKSAN : (Fars.) 1. Düz. 2. Bir, beraber. 3. Her zaman, bir düzeyde. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YEKSER : (Fars.) Er. 1. Yalnız başına. 2. Bir baştan bir başa. 3. Ansızın, nagehan.
YEKTA : (Fars.) Er. 1. Tek, yalnız. 2. Eşsiz, benzersiz.
YELAL : (Tür.) Er. - Rüzgar, yel, esinti.
YELDÂ : (Fars.) Ka. - Uzun ve siyah şey. Şeb-i yelda
YELDAN : (Tür.) Er. - Hızlı, süratli.
YELEN : (Tür.) Er. 1. Arzu, istek. 2. Fırtına.
YELER : (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk kimse.
YELESEN : (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk.
YELİZ : (Tür.) Ka. - Güzel, havadar, aydınlık.
YELMEN : (Tür.) Er. - Aceleci, hızlı davranan, canı tez kimse.
YENAL : (Tür.) Er. - Galip gelmek, zafer kazanmaktan emir.
YENAY : (Tür.) - Yeni ay, hilal-i ayça. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YENBU : (Ar.) - Pınar, çeşme, kaynak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YENER : (Tür.) - Üstün gelen, kazanan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YENGİ : (Tür.) Er. - Zafer, utku, yenme, alt etme.
YENİSEY : (Tür.) Er. - Eski SSCB´de 3800 km uzunluğundaki ırmak.
YENİSU : (Tür.) - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YEREL : (Tür.) - Belirli bir yer ile ilgili olan, örf. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YERGİN : (Tür.) Er. - Hüzünlü, tasalı, kaygılı.
YERHUM : (Ar.) Er. - Erkek kartal.
YERSEL : (Tür.) - Yere ait, yerle ilgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YERTAN : (Tür.) Er. - Güneşin ilk ışıklan.
YESAR : (Ar.) Er. 1. Varlık, zenginlik. 2. Sol, sol tarafı.
YESARET : (Ar.) Ka. 1. Kolaylık. 2. Zenginlik.
YESÂRİ : (Ar.) Er. 1. Sol, solla ilgili, sol tarafa ait. 2. Zenginlikle ilgili.
YEŞİL : (Tür.) Ka. 1. San ile mavinin karışımından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze. 3. Koyu al renkte at. 4. Yeşil başlı yaban ördeği.
YEŞİM : (Ar.) Ka. - Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş.
YESÜGEY : (Tür.) Er. - Cengiz Han´ın babası, Kubilay Han´ın kardeşi olan Türk- Moğol hükümdarı.
YETEN : (Tür.) 1. Yetişen, ulaşan. Olgun, olgunlaşan. 2. Süresi dolan, günü gelen. 3. Tüm canlılar, herkes. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETENER : (Tür.) Er. - Olgun erkek.
YETER : (Tür.) - Sonuncu olması istenen çocuklara verilen adlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETİK : (Tür.) Er. 1. Yetişmiş, erişmiş, büyümüş. Bilgili, olgun. 2. Güç işleri başaran, becerikli. 3. Delikanlı. 4. İri, büyük.
YETİŞ : (Tür.) - Amacına ulaş, isteğine kavuş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETİŞEN : (Tür.) - Ulaşan, kavuşan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETKİN : (Tür.) - Gerekli olgunluğa erişmiş olan, ergin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETKİNER : (Tür.) Er. - Olgun, kişilikli bilge.
YEZDAN : (Fars) 1. Zerdüştlerin iyilik tanrısı. 2. Allah. - İsim olarak kullanılmaz.
YEZİD : (Ar.) Er. - Emevi halifesi Muaviye´nin 3. oğlu.
YIBAR : (Tür.) Er. - Misk, amber, güzel koku.
YİĞİT : (Tür.) Er. 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp 2. Delikanlı, genç, erkek. 3. Gözüpek, düşüncelerini açıkça söylemekten kaçınmayan kimse.
YİĞİTCAN : (Tür.) Er. - Güçlü, korkusuz, kahraman.
YİĞİTHAN : (Tür.) Er. - Yiğit, cesur hakan.
YİĞİTKAN : (Tür.) Er. - Güçlü, cesur soydan gelen.
YILDANUR : (Tür.) Ka. - Seneyi aydınlatan, ışık saçan.
YILDIKU : (Tür.) Ka. 1. Yıldız. 2. Ünlü Hun hükümdarı Atilla´nın son karısı.
YILDIR : (Tür.) Er. - Parlak, parlayan, ışıklı ışık.
YILDIRAN : (Tür.) Er. - Parlayan, ışıldayan, ışık saçan.
YILDIRAY : (Tür.) Er. - Parlak, ışık saçan ay.
YILDIRIM : (Tür.) Er. 1. Büyük ışık parlaması ve gök gürültüsüyle ortaya çıkan bulutlar arasında veya buluttan yere elektrik boşalması, saika. 2. Şiddetli, süratli, çabuk! Yıldırım harekatı. Ünlü Osmanlı padişahı: Yıldırım Bayezid.
YILDIZ : (Tür.) Ka. 1. Geceleri gökte çıplak gözle ışıklı bir nokta olarak görülen gök cismi, necm, kevkeb, si-tare, ahter. 2. Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan köşeli. 3. Baht, talih. 4. Mesleğinde çok parlamış kimse ve daha çok parlamış ki
YILDIZHAN: (Tür.) Er. - Yıldızların hakanı.
YILMA : (Tür.) Er. - Vazgeçme, korkma, doğru yoldan yürümekten ayrılma, yılma.
YILMAZ : (Tür.) Er. - Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.
YOĞUN : (Tür.) Er. 1. Oylumuna oranla ağırlığı çok olan. 2. Dolu, sık. 3. Kalabalık. 4. İri, kaba, kalın.
YOLAÇ : (Tür.) Er. - Yol gösteren, kılavuz.
YÖNAL : (Tür.) Er. - Yönünü, cepheni al.
YONCA : (Tür.) Ka. - Baklagillerden, kırmızı veya mor çiçek açan, çayır bitkisi.
YÖNET : (Tür.) Er. 1. Uygun, doğru. 2. İyi, güzel. 3. Uysal. 4. Becerikli, yatkın. 5. Biçim, tarz, usul.
YÖNTEM : (Tür.) 1. Yol, tarz, metod. 2. Yetenek. 3. Uygun, kolay. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YORDAM : (Tür.) 1. Kılavuz, rehber. 2. Beceri, yatkınlık. 3. Gelenek, görenek. 4. Anlayış, yerinde davranış. 5. Kural, yöntem, düzen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YORUÇ : (Tür.) Er. - Komutan, kumandan.
YÖRÜK : (Tür.) Er. 1. Göçebe. 2. Çabuk yürüyen, hızlı. 3. Hayvancılıkla geçinen göçebe Oğuz Türkleri.
YOSUN : (Tür.) - Çoğu sularda yetişen, ilkel yapıdaki bitkilerin genel adı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜCE : (Tür.) - Yüksek, büyük, ulu, bala. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜCEALP : (Tür.) Er. - Büyük, ulu yiğit.
YÜCEL : (Tür.) - Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜCELAY : (Tür.) - (bkz. Yücel). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜCELEN : (Tür.) Er. - Yükselen, yüce bir duruma gelen, ilerleyen.
YÜCESAN : (Tür.) Er. - Saygın bir adı olan.
YÜCESOY : (Tür.) Er. - Saygın, ulu, soylu.
YÜKSEL : (Tür.) - Yükseklere çık, yücel, basan kazan, ilerle. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YULA : (Tür.) 1. Meşale. Kandil. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YULUĞ : (Tür.) 1. Mutlu, mesut. 2. Hak, adalet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜMİN : (Ar.) Er. 1. Uğur, mutluluk. 2. Bereket.
YUMLU : (Tür.) 1. Uğurlu, kutlu. 2. Kutsal, mübarek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜMNA : (Ar.) Ka. - Sağ taraf.
YÜMNİ : (Ar.) Er. 1. Uğurlu, becerikli. İşi sağ eliyle gören. Kıyamet gününde kitabını sağ tarafından alacak olan. 2. Uğura ait, uğurla ilgili.
YUMUK : (Tür.) Ka. 1. Açılmamış çiçek, gül goncası. 2. Uysal, sessiz, ağırbaşlı.
YUMUŞ : (Tür.) - İş, güç çalışma. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YUNUS : (Ar.) Er. 1. Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan, memeli hayvan. 2. Bir takım yıldızın adı. 3. Uzun müddet bir balığın karnında kaldığı rivayet edilen ve Kur´an-ı Kerim´de ismi geçen 25 peygamberden birisi. Hz. Yunus (a.s.). Kur´an-ı Kerim´in 10. suresi.
YURA : (Tür.) Er. - Dağ sırtı.
YURDAER : (Tür.) Er. - Yurdu için doğmuş kimse.
YURDAGÜL : (Tür.) Ka. - Ülkene gül. İlken için yararlı ol.
YURDANUR: (Tür.) Ka. - Yurduna, ülkene ışık saç, aydınlat.
YURDAŞEN : (Tür.) - Yurdu şenlendiren. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YURDAY : (Tür.) - Yurdu aydınlatan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YURDCAN : (Tür.) Er. - Yurda canlılık veren.
YURDUSEV : (Tür.) Ka. - Ülkeni, yurdunu sev.
YURT : (Tür.) Er. 1. At, kısrak. At sürüsü. 2. Orman.
YURTSEVEN: (Tür.). - Yurdunu milletini seven. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜRÜK : (Tür.) Er. 1. Çabuk ve hızlı yürüyen. 2. Tarihte yeniçerilere katılan yaya asker. 3. Hızlı koşan at.
YÜRÜKER : (Tür.) Er. - (bkz. Yürük).
YUŞA : (Tür.) Er. - Tarihlerde, Peygamber olduğu rivayet edilen Yûşa b. Nün.
YÜSR : (Ar.) Er. 1. Kolaylık, rahat. 2. Zenginlik.
YÜSRA : (Ar.) Ka. - Sol taraf.
YUSUF : (Ar.) Er. 1. Hz. Ya´kub (a.s.)´un oğlu olan peygamber Hz. Yusuf. 2. İbranice
YÜZÜAK : (Tür.) Er. - Dürüst, namuslu, doğru, suçsuz kimse.
0 yorum:
Yorum Gönder