ÇOCUKLARINIZA GÜZEL İSİM KOYUNUZ.Önce çocuklara İslami isim koymak gerekir. Bu her anne-babanın çocuğuna karşı olan görevlerinden biridir.Bir ismin güzel olması için mutlaka Kur’an-ı kerimde bulunması gerekmez.çocuğa verilecek ismin Arapça olması ya da bu ismin Kuran'da geçmesinin şart değildir, isim koyarken yadırganmayacak anlamlı olanların tercih edilmesi gerekmektedir "İsim koyarken dini bir merasim yoktur" baba ya da aile büyüklerinden birinin çocuk doğduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kamet okumasının sünnettir."çoçuğunuza yadırganmayacak anlamlı isimler koyun".
 

M harfi ile başlayan isimler ve manaları


MACİD : (Ar.) Er. - Şan ve şeref sahibi olan kimse. İyi ahlaklı. Ulu.
MACİDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Macid).
MAĞFİRET : (Ar.) Ka. - Allah´ın kullarının günahlarını bağışlaması, örtmesi.
MAHBUB : (Ar.) Er. 1. Muhabbet olunmuş, sevilmiş, sevilen, sevgili. 2. Mahbub-i Hûda, (Allah´ın sevgilisi) Hz. Muhammed (s.a.s).
MAHBUBE : (Ar.) Ka. - Muhabbet olunmuş, sevilmiş, sevilen. - (bkz. Mahbub).
MAHFER : (Fars.) Ka. - Ay aydınlığı, ay ışığı.
MAHFİ : (Ar.) Er. - Gizli, saklı.
MAHFUZ : (Ar.) Er. Korunmuş, gözetilmiş. Gizlenmiş, saklanmış.
MAHİNEV : (Fars.) Ka. - Yeni ay, ayça, hilal.
MAHİNUR : (Fars.) Ka. 1. Ayın nuru, ışığı. 2. Ay yüzlü güzel.
MAHİR : (Ar.) Er. - Maharetli, hünerli, elinden iş gelir, becerikli.
MAHİZAR : (Fars.) Ka. - İnleyen ay.
MAHİZER : (Fars.) Ka. - San, altın renginde ay.
MAHMUD : (Ar.) Er. 1. Hamd olunmuş, sena edilmiş, övülmeye değer. Makam-ı Mahmud: Hz. Muhammed´in en büyük şefaat makamı, cennet. 2. Ebrehe´nin Kabe´yi yıkmak üzere getirdiği filin adı. 3. Mahmud (Kaşgarlı) Karahanlılar´dan olan bu Türk bilgini "Divanu Lügati´t-Tü
MAHMUDE : (Ar.) Ka. - Bingör otu, sakmunya.
MAHMUR : (Ar.) Er. 1. Sarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Uyku basmış, ağırlaşmış, yan baygın göz.
MAHMURE : (Ar.) Ka. -(bkz. Mahmur).
MAHPARE : (Fars.) Ka. - Ay parçası, çok güzel kadın.
MAHPERİ : (Fars.) Ka. - Ay gibi peri kadar güzel.
MAHPERVER: (Fars.) Ka. - Mehtap.
MAHPEYKER : (Fars.) Ka. 1. Yüzü ay gibi parlak, güzel, nurlu. 2. Kösem Sultan´ın adı.
MAHRA : (Ar.) Ka. 1. Elverişli, uygun şey. 2. Değerli kimse.
MAHRU : (Fars.) Ka. - Ay yüzlü, yüzü ay gibi olan güzel.
MAHŞER : (Ar.) Er. - Huy, tabiat.
MAHSUN : (Ar.) Er. - Güçlendirilmiş, güçlü.
MAHSUNE : (Ar.) Ka. - Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş.
MAHSUT : (Ar.) Er. - Hasat edilmiş, ekini biçilmiş. Biçilmiş ekin.
MAHTER : (Fars.) Ka. - Yeni ay, ayça, hilal.
MAHUR : (Fars.) - Türk musikisinde rast perdesinde karar kılan bir makam. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MAİDE : (Ar.) Ka. 1. Üzerinde yemek bulunan sofra. Yemek, şölen. 2. Kur´an-ı Kerim´in 5. suresinin adı. 3. İsa ve Havarilerine gökten inen sofra (Maide-i Mesih).
MAİL : (Ar.) Er. 1. Bir yana eğilmiş, eğik. 2. Hevesli, istekli, yetenekli. Taraflı, içten istekli. 3. Andırır, benzer. 4. Tutkun.
MAKAL : (Ar.) Er. - Söz, lakırdı. Söyleme, söyleyiş.
MAKBUL : (Ar.) Er. - Kabul olunmuş, alınmış, alınan. Beğenilen, hoş karşılanan, geçer.
MAKBULE : (Ar.) Ka. - (bkz. Makbul).
MAKRUN : (Ar.) - Ulaşmış, kavuşmuş, yakın. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MAKSUD : (Ar.) Er. 1. Kasdolunan, istenilen şey, istek. Maksad, niyet, murat. 2. Varılmak istenen yer.
MAKSUDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Maksud).
MAKSUM : (Ar.) Er. - Ayrılmış, bölünmüş. Kısmet. Rızk-ı Maksum
MAKSUR : (Ar.) Er. 1. Kasrolunmuş, kısaltılmış, kasılmış. 2. Alıkonulmuş. Bir şeye ayrılmış.
MAKSURE : (Ar.) Ka. - (bkz. Maksur).
MAKUL : (Ar.) Er. - Akla uygun bulunan. Akıl ile bilinir, akılla kanıtlanan. Oldukça akıllı, sözü akla yakın.
MÂLİK : (Ar.) Er. 1. Sahip, bir şeye sahip olan, bir şeyi olan. Malikii´l-Mülk, Allah. 2. Yedi cehennemin hakimi ve kapıcısı olan melek. 3. Zebanileri idare eden melek. İmam Malik, Maliki mezhebinin kurucusu. Ashab bu ismi kullanmıştır.
MALİKE : (Ar.) Ka. - (bkz. Malik). 1. Mal sahibi olan kadın. 2. Peri, su perisi.
MALKOÇ : (Tür.) Er. - Akıncı ocağı reisi.
MALUM : (Ar.) Er. - Bilinen, belli. Herkesçe bilinen. Faili belli olan fiil.
MAMUR : (Ar.) Er. 1. Bayındır, şenlikli. 2. İmar edilmiş, işlenmiş yer. 3. Beyt-i mamur: Kabe.
MANA : (Ar.) 1. Mana, anlam. 2. İç, içyüzü. 3. Rüya, düş. - (bkz. Anlam).- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MANOLYA : (Frans.) Ka. - Manolyagillerden. Beyaz renkli ve güzel kokulu çiçekleri olan, süs bitkisi olarak yetiştirilen ağaç ve bu ağacın çiçeği.
MANSUR : (Ar.) Er. 1. Yardım olunmuş, Allah´ın yardımıyla galip, üstün gelmiş. 2. Türk musikisinde bir düzen. 3. Bir ney çeşidi.
MANSURE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mansur).
MANZUR : (Ar.) Er. - Bakılan, nazar olunan. Gözde olan, beğenilen.
MARAL : (Tür.) Ka. - Dişi geyik, ceylan, karaca.
MARİFET : (Ar.) Ka. 1. Herkesin yapamadığı ustalık, herşeyde görülmeyen hususiyet, ustalıkla yapılmış olan şey. 2. Bilme, biliş. 3. Hoşa gitmeyen hareket. 4. Vasıta aracı, ikinci el. Marifetname: İbrahim Hakkı Bey´in divan kültürüne ait hazırladığı meşhur eseri.
MÂRİYE : (Ar.) Ka. - Şen´un adında birinin kızı olup hicretin 7. yılında kızkardeşi Şirin ile birlikte, Mukavkıs tarafından Hz. Muhammed´e (s.a.s) hediye edilen kıbti bir cariye. Hz. Peygamberin hanımlarından küçük yaşta ölen oğlu İbrahim´in annesi.
MARUF : (Ar.) Er. 1. Herkesçe bilinen tanınmış belli. Meşhur ünlü. 2. Şeriatın emrettiği, uygun gördüğü.
MÂRUT : (Ar.) - Arkadaşı "Harut" ile meşhur olan bir melek olup büyü ile uğraştıklarından dolayı kıyamete kadar kalmak üzere Babil´de bir kuyu içerisine hapsedilmişlerdir. - İsim olarak kullanılmaz.
MAŞUK : (Ar.) Er. - Sevilen, sevilmiş.
MASUM : (Ar.) Er. 1. Suçsuz, kabahatsiz, günahsız, ismet sahibi. 2. Saf, temiz. İmam-ı Rabbani´nin oğlu.
MASUME : (Ar.) Ka. - İmamiye mezhebinde günahsız sayılan ehl-i beyt mensubu.
MASUN : (Ar.) Er. - Korunmuş, korunan.
MATLUB : (Ar.) Er. - İstenilen, aranılan, talep edilen şey.
MATUK : (Ar.) Er. - Azat olunmuş, özgürlüğü bağışlanmış.
MAUN : (Ar.) Er. Zekat. Kur´an-ı Kerim´in 107. suresi.
MAVERA : (Ar.) - Ara, geri, bir şeyin ötesinde bulunan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MAVİYE : (Ar.) Ka. - Suya ait.
MAYE : (Fars.) Ka. 1. Maya, asıl ve gerekli madde. 2. Para, mal. İktidar güç. 3. Bilgi.
MAZHAR : (Ar.) Er. 1. Bir şeyin göründüğü çıktığı yer. 2. Nail olma, şereflenme. 3. Bazı tekkelerde oturarak uyurken dayanılan kısa değerde. 4. Bir çeşit tef.
MAZLUM : (Ar.) Er. 1. Zulüm görmüş. 2. Halim, selim, sakin, sessiz.
MAZMUN : (Ar.) Er. 1. Borçluluk, kefalet. 2. Ödenmesi gereken şey.
MAZYAR : (Ar.) Er. - Taberistan´daki Karini hükümdarlarının sonuncusu.
MEBDE : (Ar.) - Baş, başlangıç, ilke.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MEBHUR : (Ar.) Er. - Soluyan, soluğan, nefes darlığına yakalanmış olan.
MEBRUK : (Ar.) Er. - Tebrike şayeste. Kullu.
MEBRUKE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mebruk).
MEBRUR : (Ar.) Er. - Beğenilmiş, hayırlı, yararlı.
MEBRURE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mebrur).
MEBSUDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mebsut).
MEBŞURE : (Ar.) Ka. - Yüzü beyaz, gösterişli güzel kadın.
MEBSUT : (Ar.) Er. - Açılmış, yayılmış. Uzun uzadıya anlatılan.
MECDİDE : (Ar.) Ka. - Rızkı bol, nasibi açık, bahtiyar.
MECERRE : (Ar.) 1. Samanyolu. 2. Harekete müsait yol, cadde veya yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MECİD : (Ar.) Er. - Çok ulu, yüce, şan ve şeref sahibi. Allah´ın sıfatlarından. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. Abdülmecid, Allah´ın (Mecid´in) kulu..
MECİDDİN : (Ar.) Er. - Dinin ululuğu, büyüklüğü. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
MECİDE : (Ar.) Ka. - Büyük ulu. Şan ve şeref sahibi.
MECNUN : (Ar.) Er. 1. Cin tutmuş, cinlenmiş. 2. Delice seven, tutkun. Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı.
MECRA : (Ar.). - Suyun aktığı yatak, su yolu. Bir işin gidiş yolu. Bedendeki ahlatın alıştığı yol. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MECUT : (Ar.) Er. - Talihi açık, mutlu, şanslı kimse.
MEDÂ : (Ar.). Mesafe. Son. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MEDAR : (Ar.). 1. Dayanak. 2. Dönence. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MEDENİ : (Ar.) Er. 1. Medine´ye mensup, şehirli, şehir halkından olan. 2. Bir memleketle ilgili olan. 3. Terbiyeli, görgülü, nazik. Daha çok lakab olarak kullanılır.
MEDİD : (Ar.) Er. - Uzun, çok uzun süren. Arap aruzunun 2. bendi.
MEDİDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Medid).
MEDİH : (Ar.) Er. - Methetmeye, övmeye sebeb olan şey, övme mevzuu.
MEDİHA : (Ar.) Ka. - (bkz. Medih).
MEDİNE : (Ar.) Ka. - Arabistan´da bir şehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehir. Hacıların Mekke´den sonra ziyaret ettikleri şehir.
MED´UV : (Ar.) Er. - Davet olunmuş, çağırılmış, davetli. Hz. Peygamber (s.a.s)´in isimlerinden.
MEFAHİR : (Ar.) - İftihar edilecek, övünülecek şeyler. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MEFHAR : (Ar.) Er. - Övünme. Övünmeye sebeb olan, güvenmeyi gerektiren. Mefhar-i kainat: Muhammed (s.a.s).
MEFHARET : (Ar.) Ka. - İftihar duyma, övünme.
MEFKURE : (Ar.) Ka. - Ülkü, ideal.
MEFRUZ : (Ar.) Er. - Farz olunmuş, varsayılmış.
MEFTUH : (Ar.) Er. 1. Açılmış, açık. 2. Ele geçirilmiş.
MEFTUN : (Ar.) Er. 1. Fitneye düşmüş, sihirlenmiş. 2. Gönül vermiş, tutkun vurgun. Hayran olmuş, şaşmış.
MEHDİ : (Ar.) Er. 1. Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafından hidayet verilmiş olan. - Doğru yolu tutan. 2. Şiilere göre 12 imamın sonu.
MEHDİYE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mehdi).
MEHİB : (Ar.) Er. 1. Heybetli, azametli, korkunç (mehub). 2. Arslan (Esed, gazanfer, haydar, şir).
MEHİR : (Fars.) Ka. - Ay.
MEHLİKA : (Fars.) Ka. - Ay yüzlü güzel.
MEHMET : (Tür.) Er. - Muhammed isminin türkçesi.
MEHPARE : (Fars.) Ka. - Ay parçası, çok güzel.
MEHRE : (Tür.) Ka. - Hind okyanusu sahili ile Hadramut arasında bir ülke.
MEHRU : (Fars.) Ka. - Ay yüzlü güzel.
MEHTAP : (Fars.) Ka. 1. Ay aydınlığı, ay ışığı. Dolunay. 2. Alay, eğlence, zevklenme. - Türk dil kuralı açısından "b/p" olarak kullanılır.
MEHVEŞ : (Fars.) Ka. - Ay gibi, ay yüzlü, güzel.
MEKİN : (Ar.) Er. 1. Temekkün eden, oturan yerleşen. 2. Vakarlı, temkinli, vakar, iktidar sahibi. Hz. Peygamber (s.a.s)´in isimlerinden.
MEKİNE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mekin). 1. İktidar ve onur sahibi. 2. Yer tutup oturan, yerleşmiş.
MEKNUN : (Ar.) Er. - Saklı, gizli, iyice korunmuş.
MEKNUZ : (Ar.) Er. - Gömülü. Hazineye konulmuş, saklanmış.
MEKREMET : (Ar.) Er. - Kerem, cömertlik. Saygı, ağırlama.
MEKŞUFE : (Ar.) Ka. - Açılmış, açık. Bilinmez değil, keşfolunmuş.
MELÂ : (Ar.) Ka. 1. Doluluk. 2. Topluluk. 3. Ova.
MELAHAT : (Ar.) Ka. - Güzellik, yüz güzelliği.
MELDÂ : (Ar.) Ka. - Genç, körpe ve nazik.
MELEK : (Ar.) Ka. 1. Allah´ın nurdan yarattığı varlıklar. Allah´ın emirlerine tam itaat eden varlıklar. 2. Halim, selim güzel huylu kimse.
MELEKPER : (a.f.i.) Ka. - Melek kanatlı.
MELEKRU : (a.f.i.) Ka. - Melek yüzlü.
MELEKSİMA : (a.f.i.) Ka. - Melek şimali.
MELHUZ : (Ar.) Er. - Umulur, bek­lenir.
MELİH : (Ar.) Er. - Melahat sahibi, güzel, şirin, sevimli.
MELİHA : (Ar.) Ka. - (bkz. Melih).
MELİK : (Ar.) Er. 1. Padişah, hakan, hükümdar. 2. Mal sahibi. 3. Allah´ın isimlerinden, (bkz. Abdülmelik). Melikşah: Sultan Sencer´in babası olan büyük Selçuklu hükümdarı.
MELİKANBER: (Ar.) Er. - Kudretli, nüfuzlu, Habeş köle. Melik ve anber isimlerinden birleşik isim.
MELİKE : (Ar.) Ka. - Kadın hükümdar. Hükümdar karısı.
MELİKSERVER: (Ar.) Er. - Doğu Sultanı hükümdar.
MELODİ : (Yun.) Ka. - Nağme, ahenk, ezgi.
MELTEM : (Tür.) Ka. - Yazın düzenli olarak karadan denize doğru esen rüzgar.
MEMDUD : (Ar.) Er. - Uzatılan.
MEMDUH : (Ar.) Er. Övülmüş, övü­lecek.
MEMDUHA : (Ar.) Ka. - (bkz. Memduh).
MEMNUN : (Ar.) Er. 1. Minnet altında bulunan. 2. Sevinmiş, sevinçli. Razı hoşnut.
MEMNUNE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mem­nun). Sevinmiş, sevinçli.
MEMUN : (Ar.) Er. - Emin bulunan, korkusuz, tehlikesiz, sağlam.
MENAF : (Ar.) Er. 1. Dağın sivri te­pesi. 2. Cahiliye döneminde Arapların putu. - İsim olarak kullanılmaz.
MENDERES : (Yun.) Er. - Akarsu yataklarının dolanbaçlı kısmı. Ege bölgesindeki 3 akarsudan birisinin adı.
MENEKŞE : (Fars.) Ka. - Menekşegillerden birçok çeşitleri bulunan koyu mor çiçek açan süs bitkisi. Koyu mor renk.
MENGÜ : (Tür.) - Ebedi ölümsüz, bengi. Mengü suyu: Ab-ı hayat. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MENGÜALP : (Tür.) Er. - Ölümsüz, güçlü, kuvvetli, yiğit.
MENGÜBAY : (Tür.) Er. - Varlıklı kimse.
MENGÜBERT : (Tür.) Er. - Allah verdi.
MENGÜÇ : (Tür.) Er. - Yaşlı.
MENGÜCEK : (Tür.) Er. - Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar´ı içine alan bölgeyi fethederek XII. yy.´ın ilk yansına kadar elinde tutan Türk sülalesi.
MENNAN : (Ar.) Er. - Çok ihsan eden, verici, ihsanı bol. - Abd takısı alarak kullanılır. Allah´ın isimlerinden .
MENSUR : (Ar.) Er. - Saçılmış, dağılmış. Ölçüsüz, uyaksız, manzum olmayan söz.
MENŞUR : (Ar.) Er. - Neşrolunmuş, dağıtılmış, yayılmış.
MENSURE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mensur).
MENZUR : (Ar.) Er. - Adanmış, vadedilmiş. Adak olarak belirtilmiş.
MERAFİ : (Ar.) 1. Dağın sivri tepesi. 2. İslam´dan evvel Arapların putu. -İsim olarak kullanılmaz.
MERAHÂN : (Ar.) Er. 1. Ferah, sevinç. 2. Zayıf olma hali.
MERAL : (Tür.) Ka. - (bkz. Maral).
MERAM : (Ar.) Ka. - Arzu istek. İçten tasarlanan niyet.
MERCAN : (Ar.) Selenterelerin mercanlar sınıfından olup kayalık yerlerde koloni meydana getirerek yaşayan, iskeleti kalkerli kırmızı renkli deniz hayvanı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MERD : (Fars.) Er. 1. Adam, insan. 2. Özü sözü doğru kabadayı, yiğit. -Türk dil kurallarına göre "d/t" değişmesiyle kullanılır.
MERDAN : (Fars.) Er. - Mertler, insanlar, erkekler, yiğitler.
MERDİ : (Fars.) Er. - Mertlik, erlik. Cesaret, yüreklilik. İnsanlık.
MERDÜM : (Fars.) 1. İnsan, adam. 2. Gözbebeği. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MEREVİŞ : (Tür.) Ka. - Terementi ağacının tohumu.
MERĞUB : (Ar.) Er. 1. İstenilen, sevilen. 2. Herkes tarafından sevilip aranılan.
MERİÇ : (Tür.) - Balkan yarımadasının güneydoğu kesiminden geçen akarsu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MERİH : (Ar.) Er. - Dünya´dan sonra güneşe en yakın olan gezegen.
MERKÜR : (Fran.) Er. - Güneşe en yakın gezegen.
MERSA : (Ar.) Ka. - Liman.
MERT : (Fars.) Er. 1. Özü, sözü doğru yiğit. 2. Erkek insan.
MERTKAL : (f.t.i.) Er. - Her zaman doğru kal.
MERTKAN : (f.t.i.) Er. - Mert soydan gelen.
MERTOL : (f.t.i.) Er. - Her zaman sözünün eri ol.
MERVAN : (Ar.) Er. - Emevi sülalesinin Mervan kolu.
MERVE : (Ar.) Ka. - Mekke´de bir dağın adı olup hacılar, Merve ile Safa arasında Sa´y ederler yani 7 defa gidip gelirler.
MERYEM : (İbr.) Ka. - 1. Abid. İbadete düşkün insan. 2. Hz. İsa´nın annesi.
MERZAT : (Ar.) Er. - Rıza, hoşnutluk.
MERZUK : (Ar.) Er. - Rızıklandırılmış, rızık verilmiş.
MESERRET : (Ar.) Ka. - Sevinçler. Şenlik, sevinç.
MEŞHED : (Ar.) Er. - Bir adamın şehit olduğu veya bir şehidin gömüldüğü yer. İran´da ziyaretgah olan meşhur şehir. Hz. Peygamber (s.a.s)´in isimlerinden.
MEŞHUR : (Ar.) Er. - Ünlü, argın, tanınmış.
MESİH : (Ar.) Er. 1. Üzerine yağ sürülmüş. 2. Mesholunmuş, başka bir şekle girmiş olan. 3. Acaip, tuhaf. 4. Ölmek. - Mesih: Hz. İsa´nın elini sürdüğü hastaların derhal iyileşmesi dolayısıyla kendisine isim olarak verilmiştir.
MEŞKUR : (Ar.) Er. - Beğenilmiş, övülmüş. Teşekkür edilmeye değer olan.
MESRUR : (Ar.) - Sevinçli, memnun, sevinmiş meramına ermiş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MESUD : (Ar.) Er. - Saadetli, bahtlı, bahtiyar, kutlu.
MESUDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mesud).
METE : (Tür.) Er. - Büyük Türk-Hun İmparatoru (M.Ö. 209-174).
METHİYE : (Ar.) Ka. - Birini övmek maksadıyla yazılmış eser, kaide.
METİN : (Ar.) Er. 1. Metanetli, sağlam, dayanıklı. 2. Özü, sözü doğru, sebatkar, itimat edilir. Hz. Peygamber (s.a.s)´in isimlerinden.
MEVA : (Ar.) Ka. - Sığınılacak yer, yurt, mesken.
MEVCUD : (Ar.) Er. - Var olan, bulunan. Hazır olan, hazır bulunan. -Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
MEVDUT : (Ar.) Er. - Sevilmiş, sevilen. Gaznelilerin bir hükümdarı.
MEVEDDET : (Ar.) Ka. - Sevgi, muhabbet. Dostluk.
MEVHİBE : (Ar.) Ka. - Vergi, ihsan, bağış.
MEVLUD : (Ar.) Er. 1. Yeni doğmuş çocuk. 2. İhsanın doğduğu yer. 3. Doğulan zaman. Hz. Muhammed´in doğumunu anlatan manzum eser. - Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kullanılır.
MEVLUDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mevlud).
MEVSİM : (Ar.) Ka. 1. Yılın dört bölümünden biri. 2. Dağlamak suretiyle damga vurmak.
MEVSUL : (Ar.) Er. - Hz. Peygamber´in isimlerinden.
MEVSUNNE : (Ar.) Ka. 1. Bahar yağmuru yağmış toprak. 2. Baştan aşağı süslü zırh.
MEVZUN : (Ar.) Er. - Biçimli, yakışıklı, güzel.
MEYMUN : (Ar.) Er. - Uğurlu, bereketli, kutlu.
MEYMUNE : (Ar.) Ka. - (bkz. Meymun). Hz. Peygamberin en son hanımı.
MEYSUR : (Ar.) Er. - Kolaylanmış, kolaylaştırılmış şeyler.
MEYSURE : (Ar.) Ka. - (bkz. Meysur).
MEZİD : (Ar.) Er. - Artmış, artırılmış, büyümüş.
MEZİYET : (Ar.) Ka. - Bir kişiyi başkalarından ayıran ve yücelten vasıf, üstünlük, değerlilik yüksek karak­ter.
MİDHAT : (Ar.) Er. - Övme.
MİFTAH : (Ar.) Er. 1. Anahtar. 2. Şifre cetveli. 3. Dil öğrenirken yapılacak tercüme ve meselelerin halledilmiş şekillerini gösteren kitap. 4. Hz.Peygamber (s.a.s)´in isimlerinden.
MİHİN : (Fars.) Er. - Büyük, ulu.
MİHNE : (Ar.) - Düzleştirmek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRACE : (Sanskritçe.) Ka. - Hindistan´da kral ve prenseslere verilen unvan.
MİHRAN : (Ar.) - Nehir. Pakis­tan´dan geçen İndus nehrine İslam müellifleri tarafından verilen isim. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRİ : (Fars.) Ka. 1. Güneş. 2. Sev­gi. 3. Eylül ayı. - Mihr ü mah, güneş ile ay.
MİHRİBAN : (Fars.) Ka. - Şefkatli, merhametli, muhabbetli, güleryüzlü, yumuşak huylu.
MİHRİCAN : (Fars.) - Sonbahar. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRİMAH : (Ar.) Ka. - Güneş ile ay.
MİHRİNAZ : (Fars.) Ka. - Naz güneşi. Çok nazlı.
MİHRİNİSA : (Fars.) Ka. - Kadınlığın güneşi, erdemli, nitelikli kadın.
MİHRİNUR : (Fars.) Ka. - Işık saçan, aydınlatan güneş.
MİHRİŞAH : (Fars.) Ka. - Şahların güneşi.
MİHRİYE : (Fars.) Ka. - Güneşe ait, güneşle ilgili.
MİKAİL : (Ar.) Er. - Dört büyük me­lekten rızıkların taksimine memur melek.
MİKAT : (Ar.) Er. 1. Tesbit edilen yer ve zaman. 2. Mekke yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer.
MİMOZA : (Lat.) Ka. - Baklagillerden ince ve san yapraklı çiçek açan bir cins süs bitkisi, küstümotu.
MİNA : (Ar.) Ka. 1. Camın ana maddesi. 2. Liman, iskele. 3. Gökyüzü.
MİNE : (Fars.) Ka. 1. Maden ve çini üzerine vurulan camı andırır cila. 2. Dişlerin üzerindeki ince ve parlak tabaka. 3. İnce ve parlak nakış.
MİNŞAR : (Ar.) 1. Cennet. 2. Şişe sırça. 3. Zümrüt, zebercet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİRAÇ : (Ar.). 1. Merdiven. 2. Göğe çıkan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Hz. Muhammed (s.a.s)´in göğe çıktığı gece ki, Recep ayının 27´sine rastlayan kandil gecesidir. O gecede 5 vakit namaz farz kılınmıştır.
MİRAN : (Fars.) Er. - Beyler.
MİRAY : (Fars.) Ka. - Ayın ilk günleri.
MİRCAN : (Fars.) Ka. - Canın içi.
MİRKELAM : (Fars.) Er. - Güzel, nazik konuşan kimse.
MİRZA : (Fars.) Er. 1. Emiroğlu beyi, hükümdar soyundan gelen. 2. Doğu Türk devletlerinde asalet unvanı. 3. Dubb-i Ekber yıldız kümesindeki parlak yıldız.
MİR´AT : (Ar.) Ka. 1. Ayna. 2. Meşhur bir çeşit lali.
MİSAK : (Ar.) - Sözleşme, yemin, and, ahid. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİSBAH : (Ar.) Er. - Aydınlatma cihazı, ışık çırağı. Hz. Peygamber (s.a.s.)´in isimlerinden.
MİZAN : (Ar.) Er. 1. Terazi. 2. Sağlama.
MUALLA : (Ar.) Ka. 1. Yüce, yüksek. Makamı, rütbesi yüksek. 2. Bir yazı stili.
MUAMMER : (Ar.) - Ömür süren, yaşayan, yaşamış. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUARRA : (Ar.) Ka. - Çıplak, soyulmuş. An, temizlenmiş.
MUATTAR : (Ar.). - Güzel kokulu, ıtırlı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUAVİYE : (Ar.) Er. - Emevi devletinin ilk hükümdarı olup Hind ve Ebu Süfyan´ın oğludur. Mekke´de doğmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.)´in kayınbiraderi ve vahiy katibidir.
MUAZ : (Ar.) Er. 1. Korunan, sığınan. 2. Çok aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, kıymetli, muhterem, sevgili. Muaz b. Cebel, sahabeden.
MUAZZEZ : (Ar.) Ka. - (bkz. Muaz). - Ta´ziz edilmiş, izzetlendirilmiş. İzzet ve şeref sahibi. İkram ve izaz olunan, ağırlanan, hürmetle, saygı ile kabul olunan. Kıymetli, değerli, aziz.
MÜBAHAT : (Ar.) Ka. - Övünme, iftihar etme.
MUBAHAT : (Ar.) Ka. - Günahı, sevabı olmayan, işlemesi ne haram, ne de helal olan (mubah).
MÜBAREK : (Ar.) Er. 1. Bereketli, feyizli. Uğurlu, hayırlı, kutlu, mutlu. 2. Beğenilen, sevilen, kızılan şaşılan kimse. Bir şey hakkında sözleşme.
MÜBECCEL : (Ar.) Ka. - Yücelmiş, saygı gösterilmiş yüce, ulu.
MÜBELLİĞ : (Ar.) Er. 1. Tebliğ eden, haber veren bildiren. 2. Büyük camilerde imamın söylediğini tekrarlayan kimse. - Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜBERRA : (Ar.) - Temize çıkmış aklanmış, müstesna, azade, arınmış. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. -Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜBEŞŞİR : (Ar.) Er. - Müjdeci, muştucu. - Hz. Peygamber (s.a.s)´in isimlerinden.
MÜBİN : (Ar.) Er. - 1. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hayrı şerden ayıran. 2. Açık anlaşılır, aşikar, belli. 3. Kur´an´ı Kerim´i bazen de peygamber (s.a.s.)´i vasfetmek için kullanılmıştır.
MÜBİNE : (Ar.) Ka. - (bkz, Mübin).
MÜBŞER : (Ar.) Er. - İbşar olunmuş, müjdelenmiş, mübeşşer.
MÜBTEHİC : (Ar.) Er. - Sevinçli, sevinmiş, memnun, mesrur, şad. (bkz. Behçet, Şadan).
MÜCAB : (Ar.) Er. - Kabul cevabı almış olan. Duası kabul olunan.
MÜCADELE : (Ar.) Er. 1. Uğraşma, savaşma, çatışma. 2. Kur´an surelerinden birisinin adı.
MÜCAHİD : (Ar.) Er. 1. Cihad eden, din düşmanlarıyla savaşan. Savaşan, uğraşan, savaşçı. 2. Gayret eden, çok çalışan. 3. Tasavvufta nefsine karşı gelerek kendini terbiye eden ve böylece manevi makamlara erişen kimse, derviş.
MÜCAHİDDİN: (Ar.) Er. - Din savaşçısı, İslam askeri.
MÜCD : (Ar.) Ka. - Kıvırcık, kıvrılmış, lülelenmiş saç.
MÜCEDDET : (Ar.) Ka. - Yeni, henüz kullanılmamış.
MÜCELLA : (Ar.) Ka. - Parlatılmış, parlak, cilalı.
MÜCEVHER : (Ar.) Ka. 1. Değerli süs eşyası. 2. Arap alfabesinde noktalı olan harf.
MUCİB : (Ar.) Er. 1. İcabet eden, uyan. İcap eden, gereken. 2. Sebeb olan, vesile teşkil eden. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
MUCİD : (Ar.) Er. Bir buluş ortaya çıkaran kimse.
MUCİDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mucid).
MUCİZE : (Ar.) Ka. - Hayran bırakan, olağanüstü olay. İnsan aklının alamayacağı.
MÜCMEL : (Ar.) - Kısa ve az sözle anlatılmış, öz, özet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜCTEBA : (Ar.) Er. - Seçilmiş, seçkin. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜCTEHİD : (Ar.) Er. - İctihad eden, gücü yettiği kadar çalışan. Ayet ve hadislerden şer´i hükümler çıkaran din alimi. - İmam-ı Azam gibi.
MÜDAFİ : (Ar.) Er. - Müdafaa eden, koruyan. Savunan, dayanan.
MÜDEBBER : (Ar.) Ka. - Tedbir alınmış, düşünce ile hareket edilmiş.
MÜDRİK : (Ar.) Er. - İdrak eden, anlayan, aklı ermiş.
MÜEMMİL : (Ar.) Er. - Temin edilmiş, sağlanmış, emniyete alınmış. -Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜESSER : (Ar.) Ka. - Kendisine bir şey tesir etmiş olan.
MÜEYYED : (Ar.) - Teyid edilmiş, kuvvetlendirilmiş, sağlam. Doğrulanmış. Yardım gören. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUFADDAL : (Ar.) Er. - Faziletli, fazileti çok adam.
MÜFAHİR : (Ar.) Er. - Övünen.
MÜFAHİRE : (Ar.) Ka. - Fahreden, övünen.
MÜFERREC : (Ar.) Er. 1. Meydanı olan, geniş. 2. Keder gideren.
MÜFERRİH : (Ar.). - Ferahlık veren, iç açan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜFİD : (Ar.) Er. 1. İfade eden, anlatan, manalı. 2. Faydalı. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
MÜFİDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Müfid).
MÜFİZ : (Ar.) Er. - Feyizlendiren, feyiz veren. Allah´ın isimlerinden. -"Abd" takısı alarak kullanılır. Abdulmufiz.
MÜFTEHİR : (Ar.) Er. 1. İftihar eden, övünen. Şanlı, şerefli. 2. Parasız işgören, fahri.
MÜGE : (Fran.) Ka. - İnci çiçeği.
MUHABBET : (Ar.) Ka. 1. Sevme, sevgi. 2. Dostluk. Dostça konuşma.
MUHACCEL : (Ar.) Er. 1. Ayağı sekili beyaz at. 2. Gerdeğe konulmuş.
MUHACİR : (Ar.) Er. - Göç eden, göçmen.
MUHAFIZ : (Ar.) Er. - Muhafaza eden, değiştirmeyen, koruyan. Bekçi.
MUHAMMED : (Ar.) Er. 1. Birçok defalar hamdu sena olunmuş, tekrar tekrar övülmüş. 2. Birçok güzel huylara sahip. Hz. Peygamber (s.a.s)´in isimlerindendir. Dedesi Abdülmuttalib tarafından, gökte hak yerde halk övsün niyetiyle bu ad konulmuştur. Kur´an´da dört yerde
MUHARREM : (Ar.) Er. 1. Tahrim olunmuş, haram kılınmış. 2. Kamer takviminin birinci ayı aşura ayı. Müslümanlıktan önce bu ayda savaşmak yasak olduğu için bu ad verilmiştir. Bu ayın ilk 10 gününde Kerbela vakasının yıldönümünde matem yapılır. 10. gününde aşure pişir
MUHBİR : (Ar.) Er. - Haber veren, haberci.
MÜHEYMİN : (Ar.) - Birini korkudan koruyan. Allah´ın isimlerinden. -"Abd" takısı almadan kullanılmaz. Abdulmüheymin.
MÜHEYYA : (Ar.) Ka. - Hazır.
MÜHİB : (Ar.) Er. 1. Heybetli, korkunç, korkutan. 2. Tehlikeli ve saygı uyandıran.
MUHİB : (Ar.) Er. 1. Seven, sevgi besleyen, dost. 2. Tutkan, yer. 3. Bir tarikata intisap etmemekle birlikte yakınlığı olan.
MÜHİBE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mühib).
MUHİDDİN : (Ar.) - Dini saran, çevreleyen.
MUHLİS : (Ar.) Er. - Halis, katıksız. Dostluğu, samimiliği ve her hali içten gönülden olan.
MUHLİSE : (Ar.) Ka. - (bkz. Muhlis).
MÜHRE : (Fars.) Ka. 1. Bir çeşit yuvarlak şey. 2. Cam boncuk. Mühre-i Zar: Güneş.
MUHSİN : (Ar.) Er. - İhsan eden, iyilikte, bağışta bulunan.
MUHSİNE : (Ar.) Ka. - (bkz. Muhsin).
MUHTAR : (Ar.) Er. 1. İhtiyar eden, seçilmiş, seçkin. Hareketinde serbest olan, istediği gibi davranan, dilediğini yapan. 2. Köy veya mahalle işlerine bakmak üzere halkın seçtiği kimse. Hz. Peygamber (s.a.s)´in isimlerinden.
MUHTEREM : (Ar.) Ka. - İhtiram olunmuş. Saygıdeğer, sayılan.
MUHTEŞEM : (Ar.) - İhtişamlı, tantanalı, debdebeli, görkemli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUHYİ : (Ar.) - İhya eden, dirilten, canlandıran, hayat veren. - Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı alarak kullanılır. Abdulmuhyi.
MUİD : (Ar.) Er. - Öğretmen yardımcısı. Asistan.
MUİN : (Ar.) Er. - Yardımcı. Çırak.
MUİNE : (Ar.) Ka. - (bkz. Muin).
MUİZ : (Ar.) - Ağırlayıcı, izzet ve ikram edici. Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı alarak kullanılır. Abdulmuiz.
MÜJDAT : (Fars.) Er. - Müjdeler, sevinçli haberler.
MÜJDE : (Fars.) Ka. 1. Muştu, sevinç haberi, büşra. 2. Hayırlı, sevinçli bir haber getirene verilen bahşiş.
MÜJGÂN : (Fars.) Ka. - Kirpikler, kirpik.
MUKADDER : (Ar.) 1. Takdir olunmuş, kıymeti biçilmiş, kadri değeri bilinmiş, beğenilmiş. 2. Yazılı, yazılıp belirlenmiş ilahi taktir. 3. Yazılı olmayıp sözün gelişinden anlaşılan. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUKADDES : (Ar.) - Takdis edilmiş, mübarek kutsal temiz. Mübarek, kutsal kitaplar, Kur´an, Tevrat, Zebur, İncil. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜKÂFAT : (Ar.) Ka. - Ödül. Değerlendirici, sevindirici davranış.
MUKAFFA : (Ar.) Er. - Uyaklı, kafiyeli. - (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden).
MÜKAFİ : (Ar.) Er. - Eşit, beraber.
MUKAYYET : (Ar.) Er. 1. Kayıtlı, bağlı, bağlanmış. 2. Ayağında zincir ve pranga bulunan. 3. Bir işe ehemmiyet veren. 4. Kaydolunmuş, deftere geçmiş.
MUKBİL : (Ar.) Er. - İkballi, kutlu, mutlu, bahtiyar, mes´ud.
MUKBİLE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mukbil).
MÜKERREM : (Ar.) - Muhterem, aziz sayın, saygıdeğer, sayılan, onurlandıran, hürmet ve tazime erişmiş. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUKİM : (Ar.) Er. - İkamet eden, oturan. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUKİME : (Ar.) Ka. - (bkz. Mukim).
MUKMİR : (Ar.) Er. - Ay ışıklı, mehtaplı.
MUKMİRE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mukmir).
MÜKREM : (Ar.) Er. - Kerem ve şeref ile nitelenmiş olan.
MÜKREMİN : (Ar.) Er. - İkram olunmuş, ağırlanmış.
MÜKRİM : (Ar.) Er. - İkramcı, ikram eden, ağırlayan-ağırlayıcı, misafirperver.
MÜKRİME : (Ar.) Ka. - (bkz. Mükrim).
MUKTEDİR : (Ar.) Er. - İktidarlı, gücü yeten, becerebilen.
MUKTEFİ : (Ar.) Er. 1. İktifa eden. 2. Ardı sıra izinden gidilmiş örnek olan. - Hz. Peygamber (s.a.s.)´in isimlerinden.
MÜLAYİM : (Ar.) Er. 1. Uygun, muvafık. 2. Yumuşak huylu, yavaş kimse. Pekliği olmayan.
MÜLHİM : (Ar.) Er. - İlham veren, içe doğduran, esinlendiren.
MÜLHİME : (Ar.) Ka. - (bkz. Mülhim).
MÜLKET : (Ar.) Er. - Ülke.
MÜLTEKA : (Ar.) - Kavuşma, buluşma, birleşme yeri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜLTEMİ : (Ar.) Er. - Parlayan, parıldayan.
MÜMTAZ : (Ar.) Er. - İmtiyaz tanınmış, ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. Seçkin.
MÜNCİ : (Ar.) Er. - İnca eden, kurtaran, halaskar. - Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜNEVVER : (Ar.) Ka. - Tenvir edilmiş, nurlandırılmış, aydınlatılmış, ışıklı. Aydın.
MUNGAR : (Tür.) Er. - Eli açık, cömert.
MÜNİB : (Ar.) Er. 1. İnabe eden, asiliği, azgınlığı bırakarak Allah´a yönelen. 2. Güzel yağan, faydalı yağmur. 3. Taze ve verimli bahar.
MÜNİBE : (Ar.) Ka. - (bkz. Münib).
MÜNİF : (Ar.) Er. 1. Yüksek, ulu, büyük, ali, bülend. 2. Yüksek, büyük hükümler.
MÜNİFE : (Ar.) Ka. - (bkz. Münif).
MÜNİM : (Ar.) Er. - Nimet veren,yedirip içiren. - Takı alarak kullanılır. Abdülmün´im.
MÜNİR : (Ar.) Er. 1. Nurlandıran, ışık veren, parlak, ziyalar. 2. Kur´an´da peygambere ve ilahi kitaplara sıfat olarak kullanılmıştır.
MÜNİRE : (Ar.) Ka. - (bkz. Münir).
MUNİS : (Ar.) Er. - Ünsiyetli alışılan, yadırganmaz, alışılmış. Cana yakın sevimli. İnsandan kaçmayan.
MUNİSE : (Ar.) Ka. - (bkz. Munis).
MÜNŞİ : (Ar.) Er. - İnşa eden, yapan. Yapısı, üslubu güzel olan, iyi katib.
MÜNTEHA : (Ar.) - Son, nihayet, uç, en son, akıbet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUNTEKA : (Ar.) Er. - (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden).
MÜNZİR : (Ar.) 1. Akıbetinin kötülüğünü söyleyerek korkutan. 2. Kafirleri ve münafıkları sapıklıklarından döndürmek için cehennem azabı ile korkutan. Rasulullah için kullanılmıştır. Birçok sahabe de bu ismi kullanmıştır.
MURAD : (Ar.) Er. - Arzu, istek, dilek. Maksat meram. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
MÜRDÂZ : (Fars.) - İran güneş yılının 5. ayı.
MÜREN : (Tür.) - Akarsu, dere, ırmak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜREVVA : (Ar.) Ka. - Aklı, fikri, düşünüşü görünüşü sağlam.
MÜRİD : (Ar.) Er. 1. İdare eden, emreden buyuran. 2. Bir şeyhe bağlı olan kimse. - Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kullanılır.
MÜRİDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mürid).
MÜRSEL : (Ar.) Er. 1. Gönderilmiş yollanılmış. Şeriat sahibi peygamberler. 2. Salıverilmiş suç. 3. Bir yazı sitili. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜRŞİD : (Ar.) Er. 1. İrşad eden, doğru yolu gösteren kılavuz. 2. Tarikat şeyhi. Gafletten uyandıran.
MÜRŞİDE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mürşid).
MURTAZA : (Ar.) Er. 1. İrtiza edilmiş, beğenilmiş seçilmiş. Güzide. 2. Allah´ın razı olduğu kişi, kendisinden razı olunan kişi. - Aliyyü´l-Murtaza: Hz. Ali´nin lakabı.
MÜRÜVVET : (Ar.) Ka. - İnsaniyet, mertlik, yiğitlik. Cömertlik, iyilikseverlik.
MUSA : (Ar.) Er. - Vasiyet edilmiş. Vasi nasbolunmuş, vasiyeti yerine getirmekle vazifelendirilmiş. Tavsiye olunmuş. Sina yarımadısında, Eymen vadisinde Tur dağında Allah´ın lütfuna mazhar olarak, kavmine "on emir" adı altında Allah´ın şeriatını bildiren peygamb
MUSADDIK : (Ar.) Er. - Gerçekliğini ve geçerliliğini resmi yazı ile bildiren. Tasdik eden.
MÜŞERREF : (Ar.) - Şereflendirilmiş kendisine şeref verilmiş, şerefli.
MÜSEVVER : (Ar.) Ka. - Çevresine sur, duvar çevrilmiş korunmuş.
MÜŞFİK : (Ar.) - Şefkatli, merhametli, acıyan, seven. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜŞİR : (Ar.) Er. 1. Haber veren, bildiren. 2. Emir ve işaret eden. 3. Mareşal. - Daha çok lakab olarak kullanılır.
MUSLİH : (Ar.) Er. - İslah eden, iyileştiren, düzeltici, arabulucu. Barıştıran. Bu kelime Kur´an´da birkaç defa zikredilmiştir.
MUSLİHİDDİN: (Ar.) Er. - Dinin salahı için çalışan.
MÜSLİM : (Ar.) Er. - İslam dininde olan.
MUSTAFA : (Ar.) Er. 1. Temizlenmiş, seçilmiş, güzide. 2. Hz. Peygamberin isimlerinden. 3. Sa´d Suresi 47. ayette geçer.
MÜŞTAK : (Ar.) Er. - İştiyaklı, özleyen, göreceği gelen, can atan.
MÜSTAKİM : (Ar.) Er. - Doğru, düz, dik. Temiz, namuslu.
MÜSTEAN : (Ar.) - Kendisinden yardım beklenen, yardım istenen. -Allah´ın sıfatlarındandır.
MÜSTEBŞİR : (Ar.) Er. - İstibşar eden, müjdeleyen. Müjde ile sevinen.
MÜSTECAB : (Ar.) Er. - İsticabe edilmiş, kabul olunmuş, (bkz. Mücab).
MÜŞTEHİR : (Ar.) - İştihar eden, şöhret bulan, meşhur. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜSTEKBİR : (Ar.) 1. Kibirlenen kendini büyük gören, büyüklenen. 2. Alah´a karşı büyüklenen kafir ve mülhid. - İsim olarak kullanılmaz.
MÜSTEKFİ : (Ar.) Er. - Yetecek kadarını isteyen.
MÜSTENİR : (Ar.) Er. - Işıklı, parlak.
MÜSTESNA : (Ar.) 1. İstisna edilen, kural dışı bırakılan, bırakılmış. 2. Bütün. 3. Ayrı tutulan, ayrık. 4. Benzerlerinden baskın. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜSTEZIM : (Ar.) Er. 1. İstizanı eden, büyük gören, büyük tutan, cömert. 2. Kibirli, gururlu.
MUŞTU : (Tür.) Er. - Müjde, sevindirici haber.
MUS´AB : (Ar.) Er. - Zor. Güçlü, dayanıklı. Ashabdan ünlü şehid Mus´ab b. Umeyr´in adıdır.
MUTA : (Ar.) Er. - İtaat olunan, boyun eğilen, başkalarının kendisine itaat ettikleri. Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUTAHHAR : (Ar.) - Takdir edilmiş, temizlenmiş, temiz. Temiz mübarek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUTALLA : (Ar.) Ka. - Yaldızlanmış, yaldızlı.
MUTARRA : (Ar.) - Çok taze, parlak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUTASIM : (Ar.) Er. 1. İtisam eden, eliyle tutan, yapışan. 2. Günahtan çekinen. 3. Allah´ın ipine sımsıkı sarılan.
MUTE : (Ar.) Er. - Ürdün´de Lut gölünün kuzeyinde verimli bir ova. Peygamberliğin son dönemlerinde hristiyanlarla yapılan savaşın adı.
MÜTEÂL : (Ar.) Er. - Yüksek, yüce.
MUTEBER : (Ar.) Ka. 1. İtibarlı, hatırı sayılır, saygın. 2. İnanılır, güvenilir. 3. Yürürlükte olan geçer.
MUTENA : (Ar.) Ka. 1. Özenle dikkatle seçilmiş. 2. Önemli, seçkin. 3. Az bulunur.
MUTİ : (Ar.) Er. 1. İtaat eden, baş eğen, veren. Tabi, bağlı. 2. Rahat ve uslu.
MÜTİM : (Ar.) Er. - Tamamlayan, tamamlayıcı, tamamlamaya yarayan.
MUTLAY : (Tür.) - Mutlu, sevinçli ay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUTLU : (Tür.) - Talihli, uğurlu. Bahtiyar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜTTAKİ : (Ar.) Er. - İttika eden, sakınan, çekinen. Allah´tan korkan, abid, zahid. - Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUTTALİB : (Ar.) - Talepte bulunan, isteyen.
MUVAFFAK : (Ar.) Er. 1. Allah´ın yardımına ulaşmış, işi rast gitmiş kimse. 2. Başaran beceren.
MUVAHHİD : (Ar.). - Allah´ın birliğine inanan. Allah´tan başka hiçbir ilah ve kanun koyucu tanımayan, yalnız Allah´tan gelen emirleri kabul eden.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MUVAKKAR : (Ar.) Er. - Tevkir edilmiş, ağırlanmış, saygı gösterilmiş olan. Vakarlı, ağırbaşlı.
MÜVEDDET : (Ar.) Ka. - Sevgi, muhabbet, dostluk.
MÜVELLÂ : (Ar.) - Bir davanın veya anlaşmazlığın halli, bir işin araştırılması konusuna şeriatça vazifelendirilmiş şahıs. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜYESSER : (Ar.) Ka. - Kolayı bulunup yapılan, kolay gelen, kolaylıkla olan.
MUZAFFER : (Ar.) - Zafer, üstünlük kazanmış, üstün. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜZAHİR : (Ar.) Er. - Zahir olan, arka çıkan, yardım eden, koruyan.
MUZAM : (Ar.) Er. - Bir şeyin en büyük kısmı.
MÜZDÂD : (Ar.) Er. - Ziyadeleşmiş, artmış, çoğalmış. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
MÜZEHHER : (Ar.) Ka. - Çiçekli, çiçeklenmiş, çiçek açmış. - (bkz. Zühre).
MÜZEKKİR : (Ar.) Er. ? Zikreden hatıra getiren anan. Zikreden ibadet eden. - Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜZEMMİL : (Ar.) Er. 1. Bir şeye sarılmış sargılanmış. 2. Kur´an-ı Kerim´de bir sure adı.
MÜZEYYEN : (Ar.) Ka. - Zinetlendirilmiş, süslenmiş, süslü.
MUZİ : (Ar.) - Işık veren parlayan parlak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MÜ´MİN : (Ar.)Er. - İman etmiş, İslam dinine inanmış, müslüman.
MÜ´MİNE : (Ar.) Ka. - (bkz. Mü´min).

0 yorum: