ÇOCUKLARINIZA GÜZEL İSİM KOYUNUZ.Önce çocuklara İslami isim koymak gerekir. Bu her anne-babanın çocuğuna karşı olan görevlerinden biridir.Bir ismin güzel olması için mutlaka Kur’an-ı kerimde bulunması gerekmez.çocuğa verilecek ismin Arapça olması ya da bu ismin Kuran'da geçmesinin şart değildir, isim koyarken yadırganmayacak anlamlı olanların tercih edilmesi gerekmektedir "İsim koyarken dini bir merasim yoktur" baba ya da aile büyüklerinden birinin çocuk doğduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kamet okumasının sünnettir."çoçuğunuza yadırganmayacak anlamlı isimler koyun".
 

A harfi ile başlayan isimler ve manaları


ÂBAD :(Fars.) Er. 1. Şen, bayındır. 2. (Ar.) Sonsuz gelecek zamanlar.
ABADÎ :(Fars.) Er. - Şen, bayındır, mamurlukla ilgili. Abadı Mehmet Çe­lebi. Türk hukuk bilgini (1555).
ABAKA HAN :(Tür.)- İlhanlı hükümdarı Hülagu´nun oğlu.
ABAY :(Tür.) Er. - Beceri. Sezgi, an­layış, dikkat. Abay Kunanbayoğlu. Kazak Türk şiirinin kurucusu.
ABAZA :(Tür.) - Karaçay-Çerkes Özerk bölgesinde yaşayan müslüman bir halk. - Abaza Hasan Paşa, Os­manlı vezirlerinden.
ABBAD :(Ar.) Er. -Allaha itaat ve ibadet eden, kulluğunu hakkıyla yeri­ne getiren. Yasaklarından kaçınan. -Abbad b. Bişr. Ashab´dan.
ABBAS :(Ar.) Er. 1. Sert, çatık kaşlı kimse. 2. Arslan - Abbas b. Abdülmuttalib. Rasûlullah (s.a.s)´ın amcası, Mek­ke´nin fethinde müslüman olmuştur.
ABBASE :(Ar.) Ka. Ahmed b. Hanbel´in hanımının ismi. Hz. Abbas´a mensup olan.
ABBAZ :(Fars.) Er.- Yüzgeç, yüzücü.
ABD :(Ar.) Ka. - Köle, hizmetçi, itaat edici. Kul. Sonuna Allah´ın isimleri getirilince bazı isimler meydana gelir. Abdullah, Abdurrahim, Abdulmelik gibi.
ÂBDAR :(Fars.) Ka. - 1. Sulu, taze. 2. Parlak. 3. Sağlam vücutlu. 4. Nük­teli. 5. Zarif, güzel, hoş. 6. Su veren hizmetçi.
ABDİ :(Ar.) Er. - Kulluk ve itaat eden.
ABDÜDDAR :(Ar.) Er. - Zararlı şeyleri ve sebeblerini bir hikmete mebni olarak yaratan Allah´ın kulu. ed-Dar. Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLAFUV :(Ar.) Er. - Geniş Avf ve mağfiret sahibi yüce Allah´ın kulu. Allah´ın isimlerinden.
ABDÜLALİ :(Ar.) Er. - Yüce, ulu, şan ve şeref sahibi Allah´ın kulu. Ali kelimesi Kur´an´da Allah´ın yüceliğini vasfetme anlamında kullanılmıştır.
ABDÜLALİM :(Ar.) Er. - Alim ve mükemmel bilgiyi uhdesinde bulun­duran Allah´ın kulu. Alim kelimesi Allah´ın 99 isminden birisidir.
ABDÜLAZİM :(Ar.) Er. - Azamet ve büyüklük sahibi Allah´ın kulu. - Al­lah´ın isimlerinden.
ABDÜLAZİZ :(Ar.) Er. - Büyük ve aziz olan, izzet ve şeref sahibi Al­lah´ın kulu. Aziz Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLA´LA :(Ar.) Er. - En yüksek, en yüce ve yücelikte eşi olmayan Allah´ın kulu. A´la kelimesi Kur´an-ı Kerim´in sıfatı olarak geçmektedir. Ünlü bir İslam bilgini.
ABDÜLBAKİ :(Ar.) Er. - Sonsuz, ebedi olan ve ölmenin kendisi için sözkonusu olmadığı. Allah´ın kulu-Allah´ın isimlerinden,
ABDÜLBARİ :(Ar.) Er. - Yaratan, yaratıcı Allah´ın kulu. Bari ismi, Al­lah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı al­madan kullanılmaz.
ABDÜLBASİR :(Ar.) Er. - Her şeyi görüp gözeten ve gizliliğin kendisi için söz konusu olmadığı yüce Al­lah´ın kulu.
ABDÜLBASIT :(Ar.) Er. - Genişlik, ferahlık ve kolaylık verici olan Al­lah´ın kulu. - Allah´ın isimlerinden
ABDÜLBEDİ :(Ar.) Er. - Allah´ın isimlerinden.- Bedi´nin kulu
ABDÜLBERR :(Ar.) Er. - Berr´in kulu. Cömert ve ihsan edicinin kulu.-Berr, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLCEBBAR :(Ar.) Er. - Cebredici, zorlayıcı, kuvvet ve kudret sahi­bi Allah´ın kulu. Cebbar, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLCELİL :(Ar.) Er. - Büyük, ulu, yüce Allah´ın kulu. Celil, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLCEMAL :(Ar.) Er. - Güzellikleri kendinde toplayan Allah´ın ku­lu.
ABDÜLCEVAT :(Ar.) Er. - Cömert olan Allah´ın kulu.
ABDÜLEHAD :(Ar.) Er. - Şeriki ve ortağı bulunmayan, tek olan Allah´ın kulu. Ehad, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLESED :(Ar.) Er. - Aslan´ın kulu.- Hz. Rasûlullah (s.a.s)´m reddet­tiği isimlerdendir. Müslümanlar kul­lanmazlar.
ABDÜLEVVEL :(Ar.) Er. - Herşeyin evveli, ilk olan, varlığının başlangıcı bulunmayan Allah´ın kulu.
ABDÜLEZEL :(Ar.) Er. - Ezelden beri var olan varlığı için başlangıç söz konusu olmayan Allah´ın kulu.
ABDÜLFERİD :(Ar.) Er. - Tek, eşsiz, eşi olmayan, kıyas kabul etmez, üstün olan. Allah´ın kulu.
ABDÜLFETTAH :(Ar.) Er. ? Zafer kazanmış, üstün gelmiş, fetheden açan, kullarınının kapalı müşkil işlerini açan Allah´ın kulu. Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLGAFFAR :(Ar.) Er. - Kullarının günahlarını affeden Allah´ın kulu. - Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.
ABDÜLGAFUR :(Ar.) Er. - Kullarının günahlarını tekrar tekrar bağışlayıcı olan Allah´ın kulu. - "Abd" takısı almadan kullanılmaz.
ABDÜLGANİ :(Ar.) Er. - Zengin, varlıklı, bol, doygun olan Allah´ın kulu.Allah´ın isimlerinden.
ABDÜLHABİR :(Ar.) Er. - Her şeyin iç yüzünden, gizli ve saklılıklarından haberdar olan Allah´ın kulu. Allah´ın isimlerinden.
ABDÜLHADİ :(Ar.) Er. - Hidayet eden, doğru yolu gösteren Allah´ın kulu. - Allah´ın isimlerinden
ABDÜLHAFIZ :(Ar.) Er. - Herşeyi bütün ayrıntı ve inceliğiyle kayıtlayıp tutan ve dilediği zamana kadar bela ve afetlerden koruyan Allah´ın kulu.
ABDÜLHAK :(Ar.) Er. - Hak ve gerçek olan, varlığı hiç değişmeden du­ran Allah´ın kulu. - Hak, Esmau´l-Hüsna´dandır.
ABDÜLHAKEM :(Ar.) Er. Bütün işlerin kendisine döndürüldüğü, onun adalet ve kararına baş vurulduğu yüce Hakem Allah´ın kulu. - Allah´ın isimlerinden.
ABDÜLHAKİM :(Ar.) Er. - Her şe­ye hükmeden Allah´ın kulu.- Hakim, Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.
ABDÜLHALİK :(Ar.) Er. - Yaratan, yoktan vareden, yaratıcı Allah´ın kulu. - Halik, Allah´ın isimlerinden. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.
ABDÜLHALİM :(Ar.) Er. - Tabiatı yavaş olan, yumuşak huylu, hikmetli Allah´ın kulu. - Allah´ın isimlerinden.
ABDÜLHAMİD :(AR) Er.Hamdolunmuş, övülmüş, bütün varlığın diliyle övülmüş Allah'ın kulu. - Hamid; Allah'ın isimlerindendir.
ABDÜLHASİB :(Ar.) Er. - Bütün varlıkların takdir edilen hayatları boyunca yaptıkları bütün işlerin ayrıntılarıyla hesabını en iyi bilen Hasib´in kulu. - Hasib
ABDÜLHAY :(Ar.) Er. - Daima diri olan, ebedi hayat sahibi, her şeye gücü yeten Cenab-ı Allah´ın kulu. Allah´ın isimlerinden.
ABDÜLKADİR :(Ar.) Er. - Bitmez tükenmez kuvvet sahibi olan, her şeyi yapmaya gücü yeten Allah´ın kulu.-Kadir
ABDÜLKAVİY :(Ar.) Er. - Sonsuz güç ve kuvvet sahibi Allah´ın kulu. -Kaviy kelimesi Esmau´l-Hüsna´dandır. (bkz. el-Kaviyy).
ABDÜLKAYYUM:(Ar.) Er. - Bu isim her şeyin bir varlık olarak durabilmesi için neye ihtiyacı varsa onu veren, gökleri, yeri ve her şeyi tutan, baki, kaim Allah´ın kulu. - Kayyum, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLKEBİR :(Ar.) Er. - Kebir'in, büyüklük ve Azamette eşsiz olan Allah'ın kulu. - Kebir; Allah'ın isimlerindendir.
ABDÜLKERİM :(Ar.) Er. - Keremi bol, cömert olan Aziz ve Celil Allah'ın kulu. - Kerim; Allah'ın isimlerindendir.
ABDULLAH :(Ar.) Er.- Allah´ın kulu. Peygamber (s.a.s)´in en sevdiği isimlerden aynı zamanda babasının adıdır.
ABDÜLLATİF :(Ar.) Er. - Latif, güzel, yumuşak, hoş, nazik olan bütün olayların ve eşyanın inceliklerini bilen Allah'ın kulu. - el-Latif; Allah'ın isimlerindendir.
ABDÜLMACİD :(Ar.) Er. - Kadru şanı büyük, cömertlik ve keremi bol olan, Allah´ın kulu. - Macid kelimesi, Allah´ın isimlerindendi.
ABDÜLMALİK :(Ar.) Er. - Sahip olan, her şeyin mülkiyetinin sahibi olan Allah´ın kulu. - Malik
ABDÜLMECİD :(Ar.) Er. - Şanı bü­yük ve yüksek olan, şan ve onur sahi­bi yüce Allah´ın kulu. - Mecid kelime­si Allah´ın 99 isminden biridir. Sultan Abdülmecid Han: 31. Osmanlı padi­şahı.
ABDÜLMENNAN:(Ar.) Er. ? Çok ihsan eden, ihsanı bol olan Allah´ın kulu. - Mennan kelimesi, Allah´ın sıfatlarındandır.
ABDÜLMESİH :(Ar.) Er. - Hastalara şifa veren, mesih İsa´nın kulu. İsim olarak kullanılmaz.
ABDÜLMETİN :(Ar.) Er. - Metanetli, sağlam, dayanıklı olan Allah´ın ku­lu. - Allah´ın isimlerin-dendir.
ABDÜLMUCİB :(Ar.) Er. - Kendisine yönelip yalvaranların isteklerine cevap veren, onların dua ve tevbelerine icabet eden yüce Allah´ın kulu. Mucib, Esmau´l-Hüsna´dandır.
ABDÜLMUHSİ :(Ar.) Er. - Bütün varlıkların sayısını tek tek bilen Allah´ın kulu. - Muhsi, Esmau´l-Hüs­na´dandır.
ABDÜLMUHYİ :(Ar.) Er. - Hayat veren, can ve ruh veren, bütün canlıları ve hayatı diri tutan Allah´ın kulu. - Muhyi, Allah´ın 99 isminden birisi­dir,
ABDÜLMUİD :(Ar.) Er. - Yaratılmışları yokettikten sonra tekrar dirilten Allah´ın kulu. - Muid Allah´ın 99 isminden birisidir, (bkz. el-Muid).
ABDÜLMUİZ :(Ar.) Er. - Muiz´in, izzet veren, şereflendiren Allah´ın kulu. - Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLMÜMİN :(Ar.) Er. - Gönüllerde iman nurunu yerleştiren, kendisine yönelenlere, iman nasib ederek onları hidayetine alan, koruyan yüce Allah´ın kulu. - Mü´min, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLVACİD :(Ar.) Er. - Yoktan vareden, meydana getiren, dilediğini anında elde eden, zenginlik ve serve­tine nihayet bulunmayan Vacid´in kulu. Vacid, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLVAHİD :(Ar.) Er. - Tek ve eşsiz olan, zatında sıfatlarında, hü­kümlerinde, işlerinde asla benzeri ol­mayan Allah´ın kulu. - Vahid kelimesi Cenab-ı Hakk´ın Kur´an´da zikredilen 99 isminden birisidir, (bkz. el-Vahid).
ABDÜLVALİ :(Ar.) Er. - Bütün alemleri ve meydana gelen bütün olayları tedbir ve idare eden Allah´ın kulu. - Vali, Esmau´l-Hüsna´dandır.
ABDÜLVARİS :(Ar.) Er. - Gerçek servet ve zenginliklerin mutlak sahibi. Bütün zenginliklerin son ve asıl sahi­bi olan yüce Allah´ın kulu. - Varis ke­limesi Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLVASİ :(Ar.) Er. - Vasi´nin kulu.Genişlik sahibi ve müsade edici, darlık, fakirlik ve sıkıntıdan münez­zeh olan Allah´ın kulu. - Vasi kelime­si, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜLVEDUD :(Ar.) Er. - Vedud'un kulu.- Allah'ın isimlerinden. Vedud; iyi amel sahibi kullarını seven, onlara rahmet ve rızasını yönelten, sevilmeye ve sayılmaya, dostluğu kazanılmaya yegane layık olan yüce Allah anlamındadır.
ABDÜLVEHHAB:(Ar.) Er. - Çok çeşitli nimetleri daima bağışlayan Allah´ın kulu. Vehhab, Allah´ın isimle-rindendir. - "Abd" takısı almadan kul­lanılmaz.
ABDÜLVEKİL :(Ar.) Er. - Kendisine tevekkül edilen, kudretiyle kullarının işlerini halleden, onlara yardımcı olan yüce Allah´ın kulu. - Vekil. Allah´ın isimlerindendir. .
ABDÜLVELİ :(Ar.) Er. - Kendisine iman edenlerin dostu ve yardımcısı, Yarattıklarına mütevelli ve nazar edici olan Allah´ın kulu. - el-Veliyy kelimesi Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜNNAFİ :(Ar.) Er. - Yararlı şeyleri ve sebeplerini kudretiyle yaratan Allah´ın kulu. - Nafı kelimesi, Allah´ın isimlerindendir.
ABDÜNNASIR :(Ar.) Er. - Yardım eden, Yardımcıların en hayırlısı, mü´minlere nusret ve zafer veren Allah´ın kulu. - Nasır, Allah´ın sıfatlarındandır.
ABDÜNNASIR :(Ar.) Er. - Yardımcı, yardım eden Allah´ın kulu.
ABDÜNNUR :(Ar.) Er. - Nur sahibi, aydınlık, parlaklık sahibi olan Allah´ın kulu. - Nur, Allah´ın isimlerin­dendir.
ABDÜRRAFİ :(Ar.) Er. - Rafı´nin kulu. Allah´ın isimlerinden
ABDÜRRAHİM :(Ar.) Er. - Merha­metli, esirgeyen, koruyan, acıyan, ahirette mümin kullarına merhamet eden Allah´ın kulu.- er-Rahim, Al­lah´ın isimlerindendir.
ABDURRAHMAN:(Ar.) Er. - Rahman'ın kulu. Rahman; dünyada her canlıya, mü'min-kafir ayırdetmeksizin herkese merhamet eden. Allah'ın isimlerindendir. Abdurrahman İbn Avf: Sahabedendir.
ABDÜRRAUF :(Ar.) Er. - Çok lütuf, şevkat ve rahmet eden. Onları belli nimetlerle dengeli yaşatan, seviyelendiren Allah´ın kulu.
ABDURRAUF :(Ar.) Er. - Rauf olan Allah´ın kulu.
ABDÜRREŞİD :(Ar.) Er. - Allah´ın isimlerinden. Reşid´in kulu.
ABDÜRREZZAK :(Ar.) Er. - Bütün mahlukların rızkını veren Allah´ın kulu. - Rezzak, Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.
ABDUSSABUR :(Ar.) Er. - Sonsuz sabır ve genişlik sahibi Allah´ın kulu. Allah´ın isimlerinden.
ABDÜŞŞAHİD :(Ar.) Er. - Şahid´in kulu. Görünen ve görünmeyen eşyanın hepsini görücü ve tasarruf edici olan ve her şeyi müşahade altında bulunduran Allah´ın kulu. - Şahid, Al­lah´ın isimlerindendir.
ABDÜSSAMED :(Ar.) Er. - Kimseye hiçbir şeye muhtaç olmayan, Allah´ın kulu. - Samed, Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.
ABDÜŞŞEKÜR :(Ar.) Er. - Emrine uyan, yasaklarından sakınan kullarını seven ve çok ikramda bulunan Al­lah´ın kulu. - Şekür, Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.
ABDÜSSELAM :(Ar.) Er. - Barış, rahatlık, selamete çıkaran, selam eden, zevalsiz ebedi olan Allah´ın kulu. - es-Selam kelimesi, Allah´ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılamaz.
ABDÜSSEMİ :(Ar.) Er. - Her şeyden arınmış olarak bütün sesleri, sözleri ve kelimeleri işitip ayırdeden yüce Allah´ın kulu.
ABDÜSSETTAR :(Ar.) Er. - Günahları örten, gizleyen Allah´ın kulu.
ABDÜZZAHİR :(Ar.) Er. - Varlık ve birliği sonsuz sayıda eserler ve delillerle belli olan Allah´ın kulu. - ez-Zahir, Allah´ın isimlerindendir.
ABDU´L-MELİK:(Ar.) Er. - Her şey üzerinde tasarruf ve hükmeden tek hükümdar Allah´ın kulu. el-Melik, Allah´ın isimlerindendir.
ABENDAM :(Fars.) Ka. - Güzel vücutlu, güzellik.
ABER :(Ar.) Er. - Hz. Nuh´un erkek torunu.
ABGUN :(Fars.) Er. - 1. Mavi renk. Gök. 2. Parlak. 3. Nişasta.
ABHER :(Ar.) Er. 1. Nergis çiçeği. 2. Yasemin. 3. Zerrin kadehi çiçeği. 4. Dolu kab.
ABHİZ :(Fars.) Er. 1. Büyük dalga. 2. Kaynak. 3. Su yolu.
ABİD :(Ar.) Er. Allah´a ibadet eden, çok ibadet eden, zahid. Kullar, köleler.
ABİDE :(Ar.) Er. - Anıt. Önemli ve değerli yapıt.
ABİDİN :(Ar.) Er. - İbadet edenler-Zeyne´l-Abidin´den kısaltma isim ad. Zeynelabidin: Hz. Ali´nin torunlarından biri, ibadet edenlerin ziyneti.
ABILAY HAN :(Tür.) Er. - Orta cüz Kazak Hanı. Ülkesini Çinlilere, Hive hanlıklarına karşı ustaca savundu (1711-1781).
ABIŞKA NOYAN:(Tür.) Er. - İlhan­lı komutan. (XIII-XIV. yy.)
ABŞAR :(Ar.) Ka.- Şelale.
ABUŞKA :(Tür.) Er. - Koca, zevc, yaşlı erkek.
ABUZER :(f.a.i.) Er. - Altın suyu. Altın suyu gibi parlak ve görkemli. Yahut Ebu Zer (el-Gıfarî) isminin fonetik değişikliğe uğramış şekli.
ABUZETTİN :(Ar.) Er. - Din yolunda çabuk, hızlı giden
ACA :(Tür.) Er. 1. Amca, ağabey. 2. Güçlü kuvvetli, başladığı işi bitiren. 3. Büyük
ACAR :(Tür.). 1. Becerikli. 2. Atılgan, ele avuca sığmaz. 3. Halk. 4. Yeni, taze- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır (örfte). Acar, Sırrı: 1967 Dünya Güreş şampiyonu Türk.
ACARALP :(Tür.) Er. - Yiğit, becerikli, cesur kişi.
ACARBAY :(Tür.) Er. - Doğan Acarbay, olimpiyatlarda yarışmış Türk atlet, 1948.
ACARMAN :(Tür.) Er. - Çevik, becerikli, girişken.
ACARÖZ :(Tür.) Er. - Özünde yiğitlik bulunan.
ACARSOY :(Tür.) Er. - Yiğit, soylu.
AÇE :(Tür.) Ka. - Sumatra adasının en kuzey kısmı. Önceleri burada Açe İslam devleti hüküm sürerdi. Şimdi ise Hollanda sömürgesidir.
AÇELYA :(Yun.i.) Ka. - Kokusuz, fundagillerden çeşitli renklerde çiçekler açan bir bitki.
ACEM :(Ar.) Er. 1. Arap olmayan milletlerin hepsi 2. Açık ve doğru Arapça konuşamayan kimse 3. Özel­likle İranlı, İran halkından biri. Acem Bekir Efendi: Türk Reisü´l-Küttab, 1723.
ACER :(Ar.) Ka. - Hz. İsmail (a.s.)´in annesi (bkz. Hacer).
AÇIL :(Tür.) Ka. - Açılmak eyleminden emir
AÇILAY :(Tür.) Ka. - Ayın dolunay halinde olmaya başlaması
ACLAN :(Ar.) Er. - Hızlı, çabuk, telaşlı. Osman Bey ile çağdaş olan 14. yy. ortalarında yaşamış Karasi Beyi.
ACUN :(Ar.) Er. - Dünya, varlık.
ACUNAL :(Tür.) Er. - Dünyayı kapsayan, dünyayı fetheden.
ACUNMAN :(Tür.) Er. - Dünyaca tanınmış, ünlü.
AD :(Ar.) Er. - Çok eskiden Yemen taraflarında bulunan ve Hz.Hud tarafından imana getirilemediği için Allah tarafından yok edildiğine inanılan bir kavmin adı. Kur'an-ı Kerim'de bu kavim aynı isimle anılmış ve başlarından geçen hadiseler genişçe ele alınmıştır
ADAHAN :(Tür.) Er. - Adanın haki­mi, yöneticisi.
ADAL :(Tür.) Er. - "Adın yayılsın, ün kazan" manasında.
ADALEDDİN :(Ar.) Er. - Dinin adaleti- Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
ADALET :(Ar.) Ka./Er. - 1. Hakka riayctkarlık, hak tanırlık, haklılık, doğruluk. 2. Haksızlıktan uzaklaşma. 3. Düzenli ve dengeli davranma. 4. Hakkaniyet.
ADANIR :(Tür.) Ka./Er. - Şanlı, şöhretli
ADEM :(İb.h.i.) Er. 1. Allah´ın yarattığı ilk insan, insan soyunun atası ve ilk peygamberi. 2. Adam. 3. İyi, temiz kimse. Âdem (a.s.) ilk insan ve ilk isimlendirilen varlık. Kur´an´da Hz. Adem´in 25 yerde ismi geçer.
ADETULLAH :(Ar.) Er. - Allah´ın kanunu, ilahi sünnet.
ADEVİYE :(Ar.) Ka. 1. İyilik, yar­dımseverlik. 2. Ünlü hanım mutasav-vıfe.
ADIGÜZEL :(Tür.). Ka./Er. - Güzel isim. Verilen ismin güzel olması.
ADİL :(Ar.) Er. 1. Doğruluk gösteren. Doğru. 2. Eşit, eş, müsavi. 3. Adaletli davranan. Kur´anî bir isimdir. Allah´ın emirlerini hakkıyla uygula­yan anlamına gelir. Raşid halifelerin 2. cisi Ömer b. el-Hattab´ın meşhur lakabı.
ADİL GİRAY :(a.t.i.) Er. - Kırım veliahtı. (1548- Kazvin 1579) Devlet Giray´ın oğlu. Osmanlı-İran savaşında Osmanlılara yardımcı oldu. İkinci Şa-
ADİLE :(Ar.) Ka. 1. Doğruluk gösteren. 2. Doğru- Her işinde adalet, doğruluk bulunan hükümet. 3. Adile Sultan
ADİLHAN :(a.t.i.) Er. - Adil yönetici.
ADİN :(Ar.) Er. - Cennet (Adn).
ADİY :(Ar.) Er. - Savaşçı, savaştan geri durmayan, mücahid. Adiy b. Ha­tim et-Tai: 630 yılında müslüman ol­du. Babası gibi cömertti. Kabilesinde İslam´dan dönme eğilimleri görünce engel oldu. Cemel vakasında Hz. Alinin yanında yer aldı.
ADNAN :(Ar.) Er. - Cennette ölümsüzlüğe kavuşan kimse.
ADNİ: (Ar.) Er. 1. Adın´a mens:
AFAFET :(Ar.) Ka. 1. Afıflik, temizlik, temiz olan. 2. Fenalıktan, günah işlemekten kaçınma. 3. Namuslu ol­mak.
AFET :(Ar.) Ka. 1. Büyük felaket, bela, musibet. 2. Çok güzel kadın, dil­ber
AFFAN :(Ar.) Er. - Kötü şeylerden kaçınan, kötülüklerden uzaklaşan, te­miz. Ashab´dan bu ismi kullananlar olmuştur.
AFGAN :(Ar.) Er. - Heyecanlı, çabuk öfkelenen. Orta Asya´da yaşayan müslüman bir kavim. Cemalettin Af-gani: Müslüman alimlerden.
AFİF :(Ar.) Ka. 1. İffetli, namuslu, ırz ve namus sahibi kadın. 2. Doğru, haramdan sakınan, yolsuzluğa sap­maz kişi.
AFİFE :(Ar.) Ka. İffetli, namuslu, ırz ve namus sahibi kadın - IV. Mehmed´in hanımı.
AFİL :(Ar.) Er. 1. Uful eden, gurub eden, batan (güneş, yıldız). 2. Görünmez olan, kaybolan
AFİTAB :(Fars.) Ka.l. Güneş, gün ışığı. 2. Çok güzel, dilber, parlak yüz.
AFRA :(Ar.) Ka. 1. Ayın onüçüncü gecesi. 2. Beyaz toprak. Afra binti Ubeyde: Sahabe hanımlardan.
AFŞAR :(Tür.) Er. 1. Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. Türkiye, Iran, Azerbaycan ve Afganistan´da dağınık olarak yaşamaktadırlar. 2. Çabuk iş gören, çevik, atılgan
AFŞİN :(Tür.) Er. - Zırh, silah. Afşin bey: Selçuklu komutanı. ( XI. yy.). Gümüştigin´le birlikte Anadolu savaşlarına çıktı. Malatya´da Bizans ordula­rını yendi. Marmara kıyılarına kadar ilerledi (1079).
AFTABE :(Fars.) Ka. - 1. Su kabı. 2. Güneş biçiminde yapılan mücevher.
AFUV :(Ar.) Er. - Daima affeden, merhametli. Esmaü´l-Hüsna´dandır. "Abd" takısı alarak kullanılır.
AĞA :(Tür.) Er. 1. Yaşlanma manası­na gelen "ağmak"tan. Büyük, efendi. Büyük kardeş, ağabey. 2. Amir, baş, reis. Eski devlet teşkilatımızda bazı idarecilere verilen unvan. 3. Osmanlı devletinde okuma-yazma bilenlere verilen şeref unvanı.
AGAH :(Fars.) Er. - Bilgili, haberli, uyanık, afif. Vakıf olmuş, malumatlı. Agah Efendi: (1744-1824). Türk dev­let adamı.
AĞAHAN :(Tür.) Er. - Nizari İsmaili imamlara verilen unvan. Doğu Türkçesinde ağabey anlamında da kulla­nılmıştır. Türk kökenli Kaçarların onur unvanıydı. Ağa Han: Nizari İsmailîlerin dini önderi.
AĞAN :(Tür.) Ka.- Akanyıldız, ağma
AĞANER :(Tür.) Er. - Saf, temiz, duru insan.
AĞAR :(Tür.) Er. - 1. Beyaz renkli. 2. Açık tavırlı, samimi. 3. Asil, onurlu, şerefli.
AĞCA :(Tür.) Ka. - Beyaz tenli kadın.
AGER :(Tür.) Er. - Temiz, doğru kimse
AĞGÜL :(Tür.) Ka. - Beyaz gül, ak gül.
AGRA :(Ar.) Er. - Çok sevimli, çok yakışıklı.
AHAD :(Ar.) Er. 1. Bir, kişi, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayılar. 3. Ünlü Türk denizcilerinden Ahad bey (Umur bey donanmasından).
AHAVİ :(Ar.) Er. - 1. Kardeşçe, dostça. Kardeş gibi.
AHBARÎ :(Ar.) Er. - Haber veren, rivayet eden.
AHDİ :(Ar.) Er. - Ahd, and icabı veya ahd ve ahda müteallik. Ahdî, Türk tezkire yazan ve Divan şairi (Bağdat 1593).
AHENK :(Fars.) Ka. 1. Uygun, uyum düzen, armoni. 2. Renkler arasında uygunluk. Sesler arasında uygunluk, düzen, makam. 3. Çalgılı eğlence-Saz takımınca icra edilen beste. 4. Kasıt, niyet.
AHFA :(Ar.)- Kalb, ruh, sır, hafi, ah-fa şeklinde sıralanan "Ietafet-i hamse" sonuncusuna verilen ad.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AHFAZ :(Ar.) Er. - 1. Belleği çok kuvvetli. 2. Kur´an´ı en iyi hıfzetmiş kişi. 3. Alçak gönüllü.
AHFEŞ :(Ar.) Er. 1. Küçük gözlü, zayıf bakışlı. 2. Yalnız gece gören kimse. Ahfeş lakabında üç büyük Arap alimi vardır. Abdülhamid, Said b. Mes´ade, Ali b. Süleyman.
AHİ :(Ar.) Er. 1. Ahi ocağına mensup olan kimse. 2. Cömert, eliaçık. Ahi Benli Hasan. Türk şairi. Yavuz döneminde yaşamış ve Şirinu Perviz mesnevisini yazmıştır.
AHİD :(Ar.) Er. 1. Bir şeyin yerine getirilmesini emretmek. 2. Söz vermek. Emir, talimat, taahhüt, anlaşma, yükümlülük.
AHKAF :(Ar.) Er. 1. Kum fırtınası 2. Kur´an-ı Kerim´in 6. suresi. Araplar bu ismi, Arabistan´ın güneyinde, kimsenin bilmediği ve giremediği çöle vermişlerdir.
AHLA :(Ar.) Ka. - Çok tatlı. Pek şirin.
AHLAS :(Ar.) Er. - 1. Saf, halis, karışımsız. 2. İyi yürekli, temiz kimse. 3. Kur´anî ıstılahta, Allah´a halis olarak yönelip ihlaslılıkta ileri bir dereceye varmış kul.
AHMED :(Ar.) Er. - Çok, en çok övülmüş, methedilmiş. Kur´an-ı Kerim´de Saf suresinin 2. ayetinde: Hz.İsa, İsrailoğullarına: "...adı Ahmed olan peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" şeklinde geçen isimlendirme ile Peygamberimizin isimlerinden birisi olarak anı
AHMER :(Ar.) Er. - Kırmızı, kızıl.
AHNEF :(Ar.) Er. 1. Ayaklan çarpık ve eğri büğrü olan. Daha çok lakap olarak kullanılır. Ahmet b. Kays, as-habdan.
AHNES :(Ar.) Er. - Basık ve sivri burunlu. Daha çok lakap olarak kullanılır.
AHRA :(Ar.) Ka. - Daha layık, münasip, uygun
AHSA :(Ar.) - Arabistan´ın Kuveyt-Katar kısmına verilen isim- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
AHSEN :(Ar.) - Daha güzel, çok güzel, en güzel. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Ahsen-i takvim: En gü­zel şekil. Kur´an-ı Kerim´in Tin suresinin 3. ayetinde insanın ahsen-i takvim üzere yaratıldığı beyan buyurulmaktadır. Ahsen kelimesi, Kur´an´da 16 yerde
AHTER :(Fars.) Ka. - Yıldız.
AHU :(Fars.) Ka. 1. Ceylan, karaca, gazal. 2. Güzel, ince alımlı kadın. 3. Gözleri ceylan gözüne benzeyen kadın. 4. Kardeş, dost
AHVER :(Ar.) Er. -1. Müşteri yüzlü, güzel gözlü adam. 2. Zeki, akıllı.
AHVES :(Ar.) Er. - Cesur, kahraman, yiğit.
AİŞE :(Ar.) Ka. - 1. Yaşayan, zenginlik ve bolluk gören. Yaşayış. Aişe binti Ebu Bekir. Peygamberimiz (s.a.s)´in hanımlarından. Muhterem annelerimizden biri olan Aişe (r.a.) İslami bilgisi ve fakihliği ile de meşhurdur (bkz. Ayşe).
AJDA :(Tür.) Ka. 1. Filiz sürgün. 2. Çentik çentik olan şey
AKABE :(Ar.) Er. 1. Sarp geçit, çıkılması zor yokuş. 2. Tehlike. Atlatılması zor güçlük, muhtıra.
AKAD :(Tür.) Er. - Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse.
AKALIN :(Tür.) Er. - Alnı açık, suçu olmayan, onurlu. Akalın (Besim Ömer Paşa). Türk hekim.
AKALP :(Tür.) Er. - Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.
AKALP :(Tür.) Er. - Cömert, eli açık yiğit.
AKANAY :(Tür.) Ka. - Yıldız kümesi.
AKANSEL :(Tür.) Er. 1. Akarsu. 2. Uzun mesafeler geçerek denize dökülen akarsu.
AKAR :(Tür.) Er. 1. Akıp geçen. 2. Gelir getiren.
AKASMA :(Tür.) Ka. - Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki.
AKASOY :(Tür.) Er. - Sevilen, sayılan soydan gelen
AKASYA :(Yun.i.) Ka. - Küçük sıra yapraklı, gölgeli küçük cinsleri süs için yetiştirilen baklagillerden bir ağaç. Salkım ağacı da denir.
AKAY :(Tür.)- Beyaz ay, ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak göründüğü evre. Ak ve ay kelimelerinden birleşik isim. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AKBATU :(Tür.) Er. - Yiğit erkek.
AKBEHMEN :(Tür.) Er. Peygamber çiçeğinin eşanlamlısı.
AKBİLGE :(Tür.) - Alim, bilgili, dürüst kimse.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AKBOĞA :(Tür.) Er. - Boğa gibi güçlü ve temiz şahsiyetli. Akboğa Celayir: Moğol emir ve komutanı.
AKBUDUN :(Tür.) Er. - Temiz, tanınmış soydan gelen
AKÇA :(Tür.) Ka. 1. Oldukça ak, beyazca. 2. Eskiden kullanılan küçük gümüş para, nakit. 3. Temiz, saf, iyi niyetli kişi.
AKÇAKİRAZ :(Tür.) Ka. - Bir kiraz çeşidi.
AKÇAKOCA :(Tür.) Er. - Temiz ve namuslu erkek. - Osman Gazi ve Orhan Gazi´nin silah arkadaşı.
AKÇALI :(Tür.) Er. - Varlıklı, zengin.
AKÇAM :(Tür.) Er. - Kuzey Amerika´da yetişen bir çam türü.
AKÇAN :(Tür.) Ka. - Temiz, dürüst kimse
AKÇAR :(Tür.) Er. - iyi ruhlar.
AKCEBE :(Tür.) Er. - Beyaz zırh sahibi yiğit.
AKÇİÇEK :(Tür.) Ka. - Beyaz çiçek- Daha çok örfte kullanılır.
AKÇIL :(Tür.) - Beyazımsı, solgun Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AKÇORA :(Tür.) Er. - İyi ruhlar.
AKDA :(Ar.) Ka. - Himaye altında olan cariye, kadın, köle.
AKDEMİR :(Tür.) Er. - Demir gibi güçlü ve temiz yürekli. Yiğit.
AKDES :(Ar.) Er. - En kutsal.
AKDİL :(Tür.) Er. - İyi, doğru, güzel konuşan kişi.
AKDORU :(Tür.) Er. - Doruğu bulutlu dağ.
AKEL :(Tür.) Er. 1. Doğru, dürüst işler yapan kimse. Dürüst, güvenilir erkek.
AKERMAN :(Tür.) Er. - Dürüst, soylu, temiz kişi.
AKGÜL :(Tür.) Ka. - Beyaz gül.
AKGÜN :(Tür.) Er. - Mutlu, sevinçli gün.
AKHAN :(Tür.) Er. - Dürüst hakan.
AKİF :(Ar.) Er. 1. Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek bir yere çekilen. İ´tikafa giren. 3. Direnen. M. Akif Er soy: Ünlü şair ve yazarımız. Safahat´ın yazarı. İstiklal marşını telif etmiştir.
AKİFE :(Ar.) Ka. 1. Bir şey üzerinde azimle duran, sebatlı, kararlı. 2. İba*
AKİL :(Ar.) Er.- Akıllı, akıl sahibi. Uslu, kavrayışlı. Ali b. Ebi Talib´in kardeşi. Akil b. Ebi Talib.
AKIMAN :(Tür.) Er. - Cömert, eli açık kimse.
AKIN :(Tür.) Er. - Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip.
AKINALP :(Tür.) Er. - Akın yapan yiğit. Yiğit.
AKINCI :(Tür.) Er. -Osmanlılarda ileri karakol. Ani vurkaçlarla düşmanlarının moralini bozan uç süvarileri. Hafif süvari.
AKINTAN :(Tür.) Er. - Tan yeri ağarırken yapılan akın
AKİPEK :(Tür.) Ka. - İpek gibi ka­dın.
AKİS :(Ar.) Ka. 1. Yankı. 2. Işığın veya bir şeklin bir satha çarpıp orada görünmesi, yansı. 3. Zıt, ters, muhalif.
AKKIZ :(Ar.) Ka.- Beyaz kadın.
AKKOR :(Tür.) Ka. - Işık saçacak aklığa varıncaya kadar ısıtılmış olan.
AKMAN :(Tür.) Er. 1. Temiz, beyaz, güzel insan. 2. Yaşlı kimse.
AKMAR :(Ar.) Ka. - Aylar, yıldızlar.
AKMER :(Ar.) Ka. - Ay gibi beyaz (yüz)
AKNUR :(t.a.i.) Ka. - Beyaz nur.
AKÖZ :(Tür.) Er. - Özü sözü doğru kişi, temiz kişilikli.
AKSAN :(Tür.) Er.- İyi ve temiz tanınmış kimse.
AKŞEMSEDDİN :(t.a.i.) Er.- Dinin güneşi.- Türk din bilgini ve hekim. (Şam 1389-Göynük 1459). Fatih´in hocasıdır. İstanbul´un fethinde bulundu. Ünlü sahabi komutan Eba Eyyub el-Ensari´nin mezarını bulduğu söylenir.
AKSEN (Tür.) Ka.- Sen aksın, t :
AKŞIN :(Tür.) 1. Az ak, akımsı.2. Derisinde, kıllarında ve gözlerinde doğuştan boya maddesi bulunmadığı için her yanı beyaz olan (insan, hayvan). Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AKSIN :(Tür.) Er.- Temiz, doğru, dürüstsün.
AKŞİT :(Tür.) Er. - Kutlu uğurlu. 2. Ak. 3. Güneş, nur, aydınlık. Akşit Muhammed b. Tugac: İhşidiler devle­tinin kurucusu.
AKSOY :(Tür.) Er. - Temiz soylu.
AKSU :(Tür.) Ka. 1. Temiz, pırıl pırıl su gibi. 2. Nehir
AKSUNA :(Tür.) Ka. -Ak renkli yaban ördeği.
AKSUNGUR :(Tür.) Er.-Doğan cinsinden bir nevi av kuşu. - Aksungur b. Abdullah. Melikşah zamanında Halep´in hakimliğini, yöneticiliğini yapan Türk Emiri.
AKSÜYEK :(Tür.) Er. - Eski Türklerde soylu anlamında kullanılırdı.
AKTAÇ :(Tür.) Er. - Beyaz taç.
AKTAN :(Tür.) - Aydınlık, mehtaplı gece.
AKTAR :(Tür.) Er. - Parlak, aydınlık sabah.
AKTAŞ :(Tür.) Er. - Mermer.
AKTAY :(Tür.) Er. - Beyaz tay. Türkler´de çok kullanılan bir isimdi.
AKTEKİN :(Tür.) Er. - Parlak, görkemli, temiz huylu yiğit.
AKTEMÜR :(Tür.) Er. - Akdemir.
AKYİĞİT :(Tür.) Er.- Dürüstlüğü ve temizliğiyle tanınmış yiğit.
AKYIL :(Tür.) Er. -Temiz, güzel sene. - Erkek ve kadın adı olarak da kullanılır.
AKYILDIZ :(Tür.) - Akşama doğru doğan parlak yıldız. Çoban yıldızı, sabah yıldızı.
AKYOL :(Tür.) Er. - Dürüst, doğru ve iyi yol.
ALAADDİN :(Ar.) Er. -Dini yücelt­mek için din uğruna çalışan kimse. Alaaddin Keykubad (1192-1237) Anadolu Selçuklu Sultanı. - Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır.
ALACAN :(Tür.) Er. - (bkz. Akan).
ALAGÜN :(Tür.) Ka. - Yazın güneş buluta girdiği zamanki gölgeli hava.
ALAMET :(Ar.) Ka. 1. İşaret, iz, nişan. 2. Remiz, sembol. 3. Belirti, emare. 4. Çok iri, şaşılacak büyüklükte (mec.).
ALANALP :(Tür.) Er. - Ülke alan, fetheden, fatih.
ALANGOYA :(Moğ.) Ka. 1. Altın geyik. 2. Ünlü Moğol destanının kutsal sayılan kadın kahramanı.
ALANGU :(Tür.) Er. -Altın geyik.
ALATAN :(Tür.) Er. - Güneş doğmadan önce ufukta beliren karışık renkler.
ALCAN :(Tür.) Ka. - Can alıcı güzel. Can alan, cesur, yürekli.
ALEMDAR :(a.f.i.) Er. 1.Bayrak veya sancak tutan, taşıyan, bayraktar, sancaktar. 2. İşe önderlik eden. Alemdar Mustafa Paşa: Osmanlı veziri.
ALEV :(Tür.) Ka. 1. Ateşten ve yanıcı cisimlerden çıkan parlak, çeşitli şekillere giren gazlardan meydana gelen şeffaf dil, yalım. 2. Aşk ateşi, sevda. 3. Alımlı, cazibeli kadın.
ALEVİ :(Ar.) Er. - Hz. Ali soyundan, Hz. Ali´ye hususi ilgi gösteren, ona taraftar olan. Şii mezhebinin kolların­dan biri.
ALGAN :(Tür.) Er. - Alan, fetheden, fatih.
ALGIN :(Tür.) Er. 1. Güçlü, iyi, gü­zel, sıcakkanlı, sevimli. 2. Sevdalı, aşık, vurgun. 3. Hızlı akan su. 4. Renksiz, cılız, zayıf.
ALGUHAN :(Tür.) Er. - Çağatay hanlığı hükümdarı. (1266). Orta Asyayı ele geçirip Harezmden Afganis­tan´a kadar sınırlarını genişletti. Cengiz´in yasalarını şiddetle uyguladı.
ALGÜL :(Tür.) Ka. - Kırmızı gül.
ALGUN :(Fars.) Ka. 1. Aklı alınmış. 2. Al renginde, koyu ve parlak pem­be. 3. Tümsek, tepe.
ALGUNE :(Fars.) Ka. 1. Serap. 2. Allık.
ALİ :(Ar.) Er. 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Hz. Ali: Ebu Talib´in oğlu. Pey­gamberimizin amcazadesi ve kızı Fat­ma (r.anha)´nın kocası. Dördüncü halife.
ALİ HAN :(a.t.i.) Er. - Yüce han.
ALİCAN :(a.f.i) Er. - Ali ve can isimlerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. - (bkz. Ali ve Can).
ALİCENGİZ :(a.t.i.) Er. - Akla gelmez, şeytanca, beklenmedik ve umulmadık tarzda anlamlan ile "Alicengiz oyunu" deyiminde geçer.
ALİGÜHER :(a.f.i.) Er. - Yaratılışı ve mayası yüce ve değerli olan.
ALİKADR :(Ar.) Er. 1. Yüksek kıymette olan, çok kıymetli, çok takdir edilen, çok saygıdeğer. 2. Meşhur bir çeşit lale.
ALİM :(Ar.) Er. 1. Çok okumuş, bilgin.,2. Çok bilen. 3. Sonsuz. İlim sahibi. Allah´ın sıfatlarındandır. Kur´an´da Cenab-ı Hakk´ın ismi olarak 13 yerde geçer. "Abd" takısı alarak da kullanılır.
ALINAK :(Tür.) Er. - Doğru, güvenilir.
ALİŞAH :(a.f.i.) Er. - Hükümdarların en yücesi. Alişah Taceddin. (?-1324). İlhanlı veziri.
ALIŞAN :(a.f.i.) Er. - Şan ve şerefi yüce ve yüksek olan çok değerli.
ALİYAR :(a.f.i.) Er. 1. Yar, dost, sevgili. 2. Alinin dostu, sevgili adı. 3. Yüce dost. - Birleşik isim
ALİYE :(Ar.) Er. - Yüce, yüksek, bir şeyin en yukarısı, tepesi.
ALKAN :(Tür.) Er. - Kırmızı kan. Alkan bey: Türk denizci. Selçukluların egemenliğindeki İznik´te Ebu´l-Kasım´ın donanma komutanı.
ALKIM :(Tür.) Er. - Gökkuşağı. Alkım (Uluğ Bahadır) Türk Arkeolog.
ALKIN :(Tür.) Er. 1. Sevdalı, aşık, vurgun. 2. El çırpma, övme.
ALKUR :(Tür.) Er. - Hep, bütün, herkes.
ALLAHVERDİ :(a.t.i.) Er. - İran´da yaşayan bir Türkmen kabilesinin adı.
ALP :(Tür.) Er. 1. Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehlivan. 2. Seyfi kola mensup, savaşçı, fütüvvet ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim İslam´dan sonra da Türkler arasında kullanılmaya devam etti.
ALPAĞAN :(Tür.) Er. - Cesur, yiğit, kahraman.
ALPAGU :(Tür.) Er. 1. Tek başına düşmana saldıran yiğit. 2. Eski Türklerde bir rütbe adı. 3. Eski Türklerde bir kurt adı.
ALPAK :(Tür.) Er. - Dürüst, kahraman, yiğit.
ALPARTUR :(Tür.) Er. - Kendine güveni olan yiğit.
ALPASLAN :(Tür.) Er. - Arslan gibi cesur ve yiğit, savaş beyi. Büyük Sel­çuklu hükümdarı. Selçukluların en büyük zaferi sayılan Malazgirt zaferi onundur (l071).
ALPAY :(Tür.) Er. - Cesur, yiğit kimse.
ALPBİKE :(Tür.) Er. - genç, delikanlı,
ALPDOĞAN :(Tür.) Er. - Doğuştan yiğit olan.
ALPEREN :(Tür.) Er. - Yiğit, bahadır.
ALPERTUNGA :(Tür.) Er. - Efsanevi Türk hükümdarı ve destan kahramanı. M.Ö. 626 yıllarında yaşayıp İranlılarla uzun savaşlara giren Turan (Saka) hükümdarı olduğu söylenir.Türk, İran, Arap, Hint, Eski Yunan ve Asur kaynaklarında kendisinden değişik adlarla bahsedilir.
ALPGİRAY :(Tür.) Er. - Yiğit hükümdar. Kırım veliahtı. Bir ara Kırım Hanı da oldu.
ALPHAN :(Tür.) Er. - Yiğit hükümdar.
ALPKAN :(Tür.) Er. - Yiğit soydan gelen.
ALPKIN :(Tür.) Er. - Keskin kılıç.
ALPMAN :(Tür.) Er. - Yiğit, cesur, kahraman.
ALPSOY :(Tür.) Er. - Yiğit ve cesur soya mensub.
ALPTEKİN :(Tür.) Er. - Kahraman şehzade. Birleşik isim. Alp: Kahraman, Tekin: Şehzade.
ALTAN :(Tür.) Er. 1. Sabahın güneş doğarkenki zamanı. 2. Hakanlara verilen unvan, sultan, padişah.
ALTAY :(Tür.) Er. 1. Asya´da Batı Sibirya ile Moğolistan´ı ayıran dağlık bölge. 2. Altay dağlan bölgesinde yaşayan Türklerin genel adı.
ALTIN :(Tür.) Ka. 1. Parlak, san renkte, paslanmayan, kolay işlenebilen, ziynet eşyası olarak da kullanılan maden, zer, zeheb. 2. Örfte kadın adı olarak kullanılır. Zerrin (bkz. Zerrin).
ALTINBAŞAK :(Tür.) Ka. - Değerli kimse.
ALTINIŞIN :(Tür.) Ka. - Işığın en güçlü anı.
ALTINTAÇ :(Tür.) Ka. - Altından taç.
ALTUNAY :(Tür.) Er. - Ay´ın san renkli hali
ALTUNÇ :(Tür.) Er. 1. Bakır alaşımı. 2.Kırmızı bakır. 3. Kırmızı, al gözlü.
ALTUNER :(Tür.) Er. - Değerli kimse.
ALTUNHAN :(Tür.) Er. - Zengin hakan. Türklerin, Çin´de hüküm süren Türk-Moğol hükümdarlarına verdikleri ad.
ALYA :(Ar.) Er. 1. Yüksek yer, yükseklik. 2. Gök, sema.
AMANULLAH :(Ar.) Er. - Allah´ın bağışlaması. Allah´ın koruması.
AMİD :(Ar.) Er. 1. Çok hasta. 2. Aşk hastası. 3. Başlıca nokta. 4. Önder, şef, komutan. 5. Diyarbakır´ın eski adı. Ortaçağ´da İslam Türk devletlerinde kullanılan bazı unvanlar ve memuriyet isimleri.
AMİL :(Ar.) Er. 1. Fail, yapan, işleyen. 2. İslam devletlerinde zekat, vergi tahsildarı veya valiler ve devlet memurlan.
AMİNE :(Ar.) Ka. - Gönlü emin, kalbinde korku olmayan. - Peygamber´in (s.a.s) annesinin adı. (bkz. Emine).
AMİR :(Ar.) Er. 1. Mamur eden, şenlendiren. 2. İmar olunmuş. 3. Devlete ait. 4. Kendisine bağlı görevliler bulunan. Amir b. Abdullah b. Mes´ud: Tabiindcndir. İslam fıkıh bilgini.
AMMAR :(Ar.) Er. 1. Memur eden. 2. Bayındırlaştıran. - Ammar b. Yasir. Sahabeden. İlk müslüman olanlardandır. Çok işkence gördü. Habeşistan´a hicret etti. Annesi ilk İslam şehidcsi Sümeyye (r. anha)´dir.
AMR :(Ar.) Er. - Uzun yaşamak, uzun ömürlü olmak. Amr b. Madikerib: 631´de Medine´ye gitti ve müslüman oldu. Çok yaşlıyken bile iyi savaştı.
AMUZ :(Fars.) Er. - Bilen, öğrenmiş, öğreten.
ANBER :(Ar.) Ka. 1. Ada balığının bağırsaklarında toplanan yumuşak, yapışkan ve misk gibi kokan, kül renginde madde. 2. Güzel koku. 3. Güzellerin saçı.
ANDAK :(Tür.) Er. - Hemen, o anda. - Erkek ve kız adı olarak kullanılır.
ANGIN :(Tür.) Er. 1. Tanınmış, ünlü, namlı. 2. Bayındır
ANI :(Tür.) - Yaşanmış olaylardan belleğin sakladığı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ANİF :(Ar.) Er. 1. Sert, şiddetli. 2. Haşin. 3. Geçmişte, pek yakında, burnun ucu denecek kadar yakından ge­çen. 4. Biraz önce, belirtilen, bahsedilen.
ANIL :(Tür.) Ka. 1. Anılmak eylemi. 2. Meşhur, ünlü. 3. Hatırlanan.
ARAF :(Ar.) Er. 1. Cennet ile cehennem arasındaki yer. 2. Sert, tepe. 3. Adetler, usuller. Arafat: Mekke´nin yakınında bulunup hacıların arefe günü durdukları yerdir. Bu duruş haccın rükünlerindendir.
ARAL :(Tür.) - Birbirine yakın adalar topluluğu. Orta Asya´da bir göl.
ARAM :(Fars.) Ka. 1. Dinlenme, sükun, karar. 2. Rahat, huzur, istirahat. 3. Oturma, eğlenme, ikamet etme.
ARAMCAN :(Fars.) Ka. -1. Gönül rahatı. 2. Sevgili, sevilen güzel.
ARAMDİL :(Fars.) Er. 1. gönül rahatı. 2. Sevilen güzel. 3. Yer mekan.
ARCA :(Ar.) Ka. -1. Temiz, namuslu. 2. Aksak, topal.
ARDA :(Tür.) Er. 1. Eskiden bazı çavuşların elde tuttukları uzun değnek. 2. İşaret için dikilen değnek. -3. Çıkrıkçı kalemi. 4. Sonra gelen.
AREF :(Ar.) Er. 1. Pek maruf, çok bilinen. 2. Arif, anlayışlı ve bilgili.
AREFE :(Ar.) Ka. 1. Arife, dini bayramlardan bir evvelki gün. 2. Bir önceki gün.
AREL :(Tür.) Er. - Temiz, dürüst kimse.
ARGU :(Tür.) Er. 1. İki dağ arası, uçurum. 2. Orta Asya´da Issık gölü çevresinde Çu ve Talaş havzalarında yaşamış Kırgızların en büyük boyu. Argu Türkleri.
ARGÜN :(Tür.) Er. - Temiz, aydınlık gün.
ARGUN :(Tür.) Er. 1. Zayıf, güçsüz, düşkün, dermansız, zebun. 2. Yanyana iki kamış düdüğünden veya kartal kemiğinden yapılmış kaval. - Argun: İlhanlı hükümdarı. Abaka Han´ın oğlu.
ARGUN ŞAH :(Tür.) Er - Argunşah. (Nizameddin) Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Aslan II´nın oğlu. Babası ülkeyi oğullan arasında pay edince, hissesine Amasya düşmüştü.
ARHAN :(Tür.) Er. - Üstün nitelikli, gururlu bakan.
ARIÇ :(Tür.) Er. - Barış, asayiş.
ARICAN :(Tür.) Er. - Temiz, doğru kimse.
ARIER :(Tür.) Er. - Çalışkan kimse.
ARİF :(Ar.) Er. 1. Meşhur, çok tanınmış, mütearif. 2. Bilgi sahibi. Bilen, bilgili, irfan sahibi. 3. Sıbyan mektebi hocası veya kalfası.
ARİFE :(Ar.) Ka. - Bilgi ve irfan sahibi kadın. Uyanık, ince ruhlu, latif.
ARIKAL :(Tür.) Er. - Temiz, doğru, dürüst kal.
ARIKAN :(Tür.) Er. - Temiz soy.
ARIN :(Tür.) Er. 1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe. Dağların, tepelerin yüzü.
ARINÇ :(Tür.) Er. 1. Temiz, saf, arı. 2. Barış.
ARISAL :(Tür.) Er. - Arı gibi çalışkan kimse.
ARISAN :(Tür.) Er. - Temiz, doğru tanınmış kimse.
ARITAN :(Tür.) Er. - Temizleyen, arı duruma getiren.
ARKAN :(Ar.) Er. 1. Temiz, ari kandan gelen. 2. Üstün galip. Arkan (Seyfı) Türk mimar (1903-1966).
ARKIN :(Tür.) Er. - Yavaş, ağır, sakin, gelecek yıl.
ARKUT :(Tür.) Er. - Temiz, uğurlu, kutlu.
ARMAĞAN :(Fars.) 1. Hediye, peşkeş, tuhfe, bergüzer. 2. Birinin gördüğü işe veya başarısına karşılık olarak verilen şey, mükafat.3. Bir ilim adamını tanıtmak veya çalışmalarından ötürü mükafatlandırmak maksadıyla adına çıkarılan ilmi eser. (Köprülü Armağanı). - E
ARMAN :(Fars.) Er. 1. Hasret, özleme. 2. Zahmet, sıkıntı. 3. Teessüf. 4. Pişmanlık.
ARRAF :(Ar.) Er. l Falcı, kahin. Müneccim. 2. Hekim. 3. Göçebe Arap aşiretlerinin örfe vakıf umumi bilgileri.
ARSAL :(Tür.) Er. - Temiz huylu, namuslu.
ARSEBÜK :(İ.) Er. - 1. Temiz ruhlu ve çabuk. 2. Toy. 3. Namus konusunda titiz.
ARSLAN :(Tür.) Er. 1. Kuvvet ve saldırganlığıyla tanınan hayvan, esed, şir. 2. Cesur adam, bahadır. 3. Bir çeşit çiçek. Arslan Argun: Alpaslan´ın oğlu (1097).
ARSLANGİRAY:(Tür.) Er. Cesur, korkusuz han. Arslan Giray: Kırım hanı (1702-1767).
ARSLANŞAH :(Tür.) Er. - Arslan gibi cesur ve yiğit şah, kral. Cesur komutan. Arslan Şah: Kirman Selçuklu hükümdarı (l 145). ,
ARTAN :(Tür.) Er. 1. Yarar, fayda. 2. Üstünlük, meziyet, nitelik.
ARTUÇ :(Tür.) Er. - Ucu sivri demirle donanmış mızrak.
ARTUK :(Tür.) Er. - Selçuklu Emiri. (XI. yy.). Selçukluların ünlü hakanı Alpaslan´ın emrinde Malazgirt savaşı­na katıldı.
ARÜSEK :(Fars.) Ka. 1. Gelin, küçük gelin. 2. Bebek gibi güzel kız. 3. İşlemecilikte kullanılan yeşil parlak sedef. 4. Ateş böceği. 5. Küçük bir mancınık çeşidi.
ARZIK :(Tür.) Er. - Dindar, sofu.
ARZU :(Ar.) Ka. 1. İstek, bahşiş. 2. Emel, heves, meyl. 3. Özlemek, müştak olmak. "Arzum" olarak da kullanılır. Meşhur halk hikayelerinde Kamber´in sevgilisi.
AS :(Ar.) Er. 1. Mersin ağacı. 2. (Fars.) Değirmen.
ASAF :(Ar.) Er. 1. Vezir. 2. Erdem, ileri görüşlülük, yönetimde başarı. Hz. Süleyman´ın ünlü veziri. Süleyman (a.s.)´ın en çok güvendiği kişiydi. Neml suresinde anlatılanlar Asaf üzerine yorumlandı. Daha sonra padişahın vezirlerine Asaf unvanı verildi.
ASAL :(Tür.) Er. - Başlıca, esaslı, temel.
ASALET :(Ar.) Er. - Soy temizliği, soyluluk.
ASENA :(Tür.) Er. - Kurt.
ASFA :(Ar.) Er. - Çok saf, en temiz, halis.
ASGAR :(Ar.) - En küçük, daha küçük. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ASHAB :(Ar.) Er. 1. Sahib´in çoğulu. 2. Hz. Muhammcd (s.a.s)´i görüp ona tabi olan kişiler. İnsanlık alemi­nin en seçkin simaları ve örnek nesli­dirler. Haklarında varid olan naslarla korunmuşlar, Allah´ın yardımını müşahade etmişler ve büyük peygambe­rin öğret
ASIF :(Ar.) Er. - Pek sert, pek şiddetli, şiddetle esen.
ASIFE :(Ar.) Ka. - Şiddetle esen rüzgar. Kur´an´da Yunus 22, İbrahim 18 ve En´am suresi 81. ayetlerde geçer.
AŞIK :(Tür.) Er. 1. Bir başkasını aşkla seven. 2. Dalgın, unutkan. 3. Tasavvufta Allah´a muhabbet duyan kişi. Aşık Çelebi (1520-1572) Osmanlı şair ve yazarlardan.
ASİL :(Ar.) Er. 1. Sağlam. 2. İyice kökleşmiş, yüksek duygularla hareket eden. 3. Kendi kendine hareket eden. 4. Soyu, sopu belli. Necip.
ASIM :(Ar.) Er. 1. Yasak, yanına yaklaşılamayan. 2. Günahtan, haramdan çekinen. 3. İffetli, afif, ismetli, perhizkar. Asım b. Umeyr: (749). İslam komutanlarından. Maveraünnehir fethine katıldı ve yiğitliğiyle ün saldı.
ASİME :(Fars.) Er. - Akılsız, beyinsiz, şaşkın, sersem. - İsim olarak kulLanılmaz.
AŞİR :(Ar.) Er. 1. Ondabir, onuncu. 2. Samimi dost ve arkadaş. 3. Koca. 4. Aşar toplayan. 5. Kur´an-ı Kerim´den 10 ayetlik bir bölümü okuma. Aşir Efendi (Mustafa). Osmanlı Şeyhülislamı (1728-1804).´Bursa, Mekke ve İstanbul kadılıklarında bulundu. 1758-1800´de
ÂSİYE :(Ar.) Ka. - 1. Kederli üzüntülü. Musa (a.s.)´ı daha bebekken Nil´den kurtarıp sarayda büyüten ve sonra onun peygamberliğine iman eden kadın. Kur´an´da Fir´avun´un karısı olduğu belirtilmiştir. Fakat ismi zikredilmemiştir. - (bkz. Kasas: 9
ASİYE :(Ar.) Ka. 1. Sütun, direk, kolon. 2. Mersingiller, mersin ağacı tü­ründen ağaçlar. 3. İsyan eden, itaatsiz, başkaldıran, serkeş, bagi. 4. Allah´ın emirlerini yerine getirmeyen, günahkar. 5. Haydut, şaki. -Bu isim Rasulullah tarafından yasaklanmıştır. İçe
ASKER :(Ar.) Er. 1. Ordu, ordu örgülüyle ilgili. Vazife yapan. 2. Ülke savunmasında istihdam edilmek üzere eğitilip donatılan kimse. 3. Rütbesiz asker, er.
ASKERÎ :(Ar.) Er. - Orduya mensup. Orduyla alakalı. Askeri (Ebu Ahmed el-Hasan b. Abdullah el): Zamanının ünlü alimlerdendir (903-993). Ebu Davud esSicistani´nin talebesiydi.
AŞKIN :(Tür.) 1. Geçkin, aşmış olan. 2. Ölçüyü kaçıran, coşkun. 3. Fazla. 4. Sonra. 5. Benzerlerinden da­ha üstün. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ASLI :(Ar.) Ka. 1. Asıl, tek, dip, kütük, temel, esas, kaide, kural, hakikat. 2. Soy, sop, nesep. 3. Bir şeyin belli başlı kısmı, başlangıç, baş yer, sıhhat. 4. Hakiki, esaslı, halis, safi. 5. Esasen, zaten, başlıca, en ziyade, hakikaten.
ASLIHAN :(a.t.i.) Ka. - Aslı ve Han kelimelerinden türetilmiş birleşik bir isimdir. Kerem ile Aslı hikayesinin kadın kahramanıdır. Güzelliğinin ya­nında saçlarının uzunluğu ve gürlü­ğünden bahsedilir.
ASRİ :(Ar.) Er. - Zamana uygun, çağdaş.
ASUDE :(Fars.) Ka. 1. Rahatlamış, sükuna ermiş, keder ve sıkıntıdan uzak, müsterih. 2. Sakin, sessiz.
ASUMAN :(Fars.). - Gök, sema, felek. Asuman ile Zeycan hikayesinin erkek kahramanı. Doğu Anadolu´da yaygın olarak anlatılır. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ASUTAY :(Tür.) Er. - Hırçın tay.
ASYA :(Tür.) Ka. - Dünyadaki kıtaların en büyüğü.
ATA :(Tür.) Er. 1. Baba. 2. Soyun geçmişte yaşamış ferdi. 3. Vermiş, veriş. Bağışlama, ihsan. 4. Yesevi tarikatında mürşid. Ata b. Ebi Rabah: Fıkıh alimi (Mekke 733). Ebu Meysere b. Ebu Hüseyin el-Fikri´nin azatlı kölesiydi. Birçok hadis rivayet etmiştir.
ATABEK :(Tür.) Er. 1. Selçuklu devletinde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs. 2. Lala. Devlet idaresinde yetki taşıyan naip.
ATABEY :(Tür.) Er. - Devlet yönetiminde bir san. Lala.
ATAÇ :(Tür.) Er. - Atalardan gelen, atalarla ilgili olan.
ATAKAN :(Tür.) Er. -1. Düşünmeksizin her işe sokulan adam. 2. İleri atılan.
ATALAY :(Tür.) Er. - Ünlü, namlı, şöhretli. Atalay Mahmut, Türk güreşçi. Balkan, Avrupa, Dünya ve Meksika Olimpiyatları şampiyonu oldu (1968).
ATAMAN :(Tür.) Er. - (bkz. "Ata"). 1. Ata kişi, başkan, önder. 2. Don kazaklarının önderlerine verilen ad.
ATASAGUN :(Tür.) - Eski Türklerde hekimlere verilen isim.
ATAULLAH :(Ar.) Er. - Birleşik isim. - Allah´ın bağışladığı, hediye ettiği, ihsanı, lütfü. Ataullah Efendi. (Arapzade). Osmanlı Şeyhülislamı (1719-1785) Şam, Mekke, İstanbul kadılıklarında bulundu.
ATAY :(Tür.) Er. - Bilinen, tanınmış.
ATIF :(Ar.) Er. 1. Çevirme, meylettirme, imale. 2. Yükletme, birinin işi veya sözü olduğunu iddia etme, hami, isnad. 3. Yüzünü çeviren, meyleden, mail, müteveccih. 4.Merhamet sahibi, şefkatli, acıyan. 5. Beğenen. Atıf Efendi (Mehmet Kuyucaklı. (-İst. 1847). Os
ATIFET :(Ar.) Ka. 1. Birine iyi niyet ve sevgi ile yönelme, teveccüh, meyi. 2. Karşılık beklemeden gösterilen sevgi, ihsan.
ATİK :(Ar.) Er. 1. Sırtın üst kısmı. 2. Berrak, saf, karışmamış, kıymetli. 3. Eski, kadim, kühen, dirin. 4. Azatlı, hür. 5. Güzel genç kız. 6. Çok hareketli, çevik, hızlı hareket eden. 7. Asil. 8. Hz. Ebubekir´in lakabı. Peygamber (s.a.s)´in "Sen ateşten kurtul
ATİKE :(Ar.) Ka. - (bkz. Atik). Atike: Kureyş kabilesinden Zeyd b. Amr´ın kızıdır. Hicretten önce İslamiyeti kabul etmiştir. Medine´ye hicret edenler arasındadır. Hz. Ebubekir´in oğlu ile evlenmiştir. Abdullah, Taif te şehid olunca Hz. Ömer´le O şehid edilince
ATIL :(Tür.) Er. - Girişken ol, ilerlemek için çaba göster.
ATILAY :(Tür.) Er. 1. Ünlü, namlı, şöhretli. 2. Atilla´dan sonra tahta geçen ünlü hükümdar.
ATILGAN :(Tür.) Er. 1. Karşısına çıkabilecek engellerden ve tehlikeler­den korkmadan her zaman ileriye atılan. 2. Karşı çıkan, çekinmesi olmayan, cüretkar. 3. Hevesli.
ATİYE :(Ar.) Ka. 1. Bağış, bahşiş, ihsan. Hediye. 2. Gelecek, istikbal.
ATKIN :(Tür.) Er. - Atılmış. Kumaş dokumada kullanılan tabir.
ATLAN :(Tür.) Er. - Ata bin.
ATLAS :(Tür.) Er. 1. Üstü ipek, altı pamuk kumaş, diba. 2. Düz, havasız, tüysüz. 3. Büyük harita. 4. Atlas okyanusu. 5. Kuzey Afrika´da Fas, Cezayir´i geçerek Tunus Körfezi´ne kadar uzanan sıradağlara verilen ad.
ATLIHAN :(Tür.) Er. - Ata binmiş süvari. - Birleşik isim. Atlıhan: Alınca Hanın oğlu. Tatar´ın kutsal göbek soyundan sekizinci kuşak.
ATSAN :(Ar.) Ka. - Susuz, susamış, teşne.
ATTAB :(Ar.). - Yumuşak huylu. Sertlik yanlısı olmayan. Uyumlu. Attab b. Esid. Sahabeden. Mekke valiliği yapmıştır. Rasulullah tarafından atanmıştır.
ATTAR :(Ar.) Er. 1. Güzel kokulu bitki özleri, yağlan vb. satan, güzel koku ticareti yapan kimse. 2. İlaç maddeleri vb. şeyler satan adam. 3. Mahalle aralarında bazı baharatlar ile iğne, iplik vb. satan dükkan sahibi. Attar: Meşhur İranlı şair.
ATUF :(Ar.) Er. - Birine sevgisi olan, sevgi duyan. Allah´a karşı sevgi duyan.
ATUFET :(Ar.) Ka. - Şefkat, merhamet.
ATYEB :(Ar.) Ka. - Çok güzel, pek güzel.
AVCI :(Tür.) Er. l. Avlanan, av spo­ru yapan kişi. 2. Bir şeyi elde etmeye uğraşan. 3. Osmanlı sarayında şikariler diye adlandınlan askeri grup.
AVFİ :(Ar.) Er. Arap düşünür (Basra- ? ) İhvanu´s-Safa denilen İslam felsefe akımının kurucularından biri.
AVNİ :(Ar.) Er. 1. Yardımla ilgili, yardıma ait. 2. Fatih Sultan Mehmed´in şiirde kullandığı mahlas.
AVNİYE :(Ar.) Ka. 1. Yeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. 2. Yardım etmiş. Yardımla ilgili.
AVNULLAH :(Ar.) Er. Allah´ın yardımı. - Birleşik isim.
AVŞAR :(Tür.) Ka. - Oğuzların önemli bir kolu. Büyük Selçuklu Devleti´nin kurulması ve yakındoğunun Türkleşmesinde büyük rol oynamışlardır.
AVVAD :(Ar.) Er. - Ud çalan, udçu. Avvad (Tevfik Yusuf): Lübnanlı yazar, gazeteci. Diplomat.
AY :(Tür.) Er. 1. Yılın on iki bölümünden biri. 2. Dört hafta, 29-30, 31 günden oluşan zaman dilimi. 3. Kut­sal kitapta adı geçen kent. Kudüs´ün kuzeyi. 4. Dünyanın uydusu. Ay: Mı­sır kralı. Amarnada memurdu. Genç kral Tutank Hamon´un danışmanı oldu. Daha so
AYABA :(Tür.) Er. - Muhammed Tapar´ın oğlu. Büyük Selçuklu Sultanı Sancar´ı Oğuzların elinden tutsaklık­tan kurtarıp tahtına oturttu. Selçuklu­ları istila etmek isteyen Harizm Şah­lan uzun süre engelledi.
AYALP :(Tür.) Er. - Ay kadar parlak ve güzel, yiğit.
AYANA :(Tür.) Er.-Saygı.
AYANFER :(Ar.) Ka. - Gözün ışığı, nuru.
AYANOĞLU :(Ar.) Er. - Ayan: Açık, belirli. Ayan´ın oğlu.
AYAS :(Ar.) 1. Dolunay, mehtap. 2. İskenderun Körfczi´nin batı kıyısında Ceyhan nehrinin ağzının vücuda ge­tirdiği Yumurtalık limanı veya Ayaş koyunun kuzeydoğu kenarında, Ada­na ilinin Yumurtalık ilçesinin idare merkezidir. Ayaş Paşa: Osmanlı sad­razamlarında
AYAYDIN :(Tür.) Er. - Ay ışığı, aydınlığı.
AYAZ :(Tür.) Er. - Soğuk ve Durgun hava. Dondurucu soğuk. Ayaz: Selçuklu emin (Öl. 1105).
AYBAR :(Tür.) Er. 1. Gösterişli, heybetli, görkemli. 2. Korku veren.
AYBEG :(Tür.) Er. -Ay gibi temiz ve aydın yönetici, ileri gelen, bey. Abeg Kutbeddin (Öl. 1210): Delhi Memlükler Devleti´nin kurucusu. İslam´ın Ortaasya´da yayılmasında bü­yük başarılar gösteren, Gazne sultanı Muiziddin´le birlikte savaşıp onun ölümüyle Delhi s
AYBEK :(Fars.) - Put, sanem. - İsim olarak kullanılmaz.
AYBEN :(Tür.) Ka. - Ay benizli.
AYBER :(Tür.) - Ay meyvası. - Er­kek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYBERK: :(Tür.) Er. 1. Sağlam ay, sağlam kişilik. 2. Şimşek, ay´ın şimşek gibi parlaklığı. 3. Yaprak, ay yaprağı.
AYBİGE :(Tür.) - Büyük ay, dolunay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYBİKEN :(Tür.) Ka. - Eski Türk hükümdarlarından birinin hanımının ismi.
AYCA :(Tür.) Ka. - Ay gibi güzel, ışıklı, parlak.
AYÇA :(Tür.) Ka. 1. Ayın yeni doğduğu günlerdeki şekli, yeni ay, hilal. 2. Cami kubbelerine ve minare külahlarına konulan hilal şeklindeki süs. 3. Ay kadar güzel, aydınlık.
AYÇAN :(Tür.) Ka. - Ay gibi parlak güzel ve sevimli.
AYÇETİN :(Tür.) Er. - Zor, güç ay.
AYCİHAN :(a.f.i.) - Cihanı aydınla­tan ışık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYÇIL :(Tür.) Ka. 1. Işık saçan, sürekli parlaklık veren ay. 2. Ay gibi.
AYDAN :(Tür.) Ka. - Ay´a dahil olan. Ay gibi.
AYDANUR :(Tür.) Ka. - Ay´ın ışığı, aydan yayılan ışık.
AYDEMİR :(Tür.) Er. - Marangozların kullandığı kavisli bir keser çeşidi.
AYDERUSİ :(Ar.) Er. - Güney Arabistan´ın eski ve tanınmış bir derviş ailesinden olup (1722-1778) yılları arasında yaşamış, Hindistan, Mısır, Taif, Suriye ve İstanbul´a ziyaretler yapmıştır.
AYDİLEK :(Tür.) Ka. - Ay ve dilek isimlerinden oluşmuş birleşik isim. -Ay´a ait arzu, istek.
AYDIN :(Tür.) 1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevver. 3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevver. Kılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kad
AYDINALP :(Tür.) Er. - Münevver, bilgili, yiğit, kahraman kişi. Konya Selçuklulan´ndan ünlü bir komutan.
AYDİNÇ :(Tür.) Er. - Cesur, aydın.
AYDINTAN :(Tür.) Er. - Şafak vakti.
AYDOĞDU :(Tür.) Ka. - Doğmakta olan ay. Ay doğdu Bey. Ertuğrul Gazi´nin oğlu veya torunu (1302).
AYDOLUN :(Tür.) Er. - Dolunay, mehtap.
AYETULLAH :(Ar.) Er. 1. Allah´ın ayetleri. 2. Özellikle Şii mollalarının kullandığı isimlerdendir. Allah´ın göndrermiş olduğu yasalar ve emirler. 3. Mucizeler, hikmetler. 4. İz, nişan.
AYFER :(t.f.i.) Ka. 1. Ayyüzlü, ay gibi güzel, parlak ışık saçan. 2. Şan, haşmet sahibi.
AYGEN :(Tür.) Ka. 1. Dost, arkadaş. 2. Sevgili, yar. 3. Temiz yaratılıştı.
AYGÜL :(Tür.) Ka. - Ay´ın gülü.
AYGÜN :(Tür.) Ka. - Gösterişli, ay ve güneş kadar güzel anlamında.
AYGUT :(Tür.) Er. - Karşılık, müka­fat.
AYGUTALP :(Tür.) Er. - (bkz. Aygut). Aygutalp: (XIV. yy.) Türk ko­mutan. Osman Gazi´nin silah arkadaşı. İlk Türk denizcisi İmralı fatihi Kara Ali´nin babası. Yıldırım Bayezid´le birlikte Timur´a esir düşen Timurtaş Paşa´nın dedesi.
AYHAN :(Tür.) Er. - Ay sahibi, ay hakimi. Oğuz Kağan Destanı´na göre, Oğuz´un altı oğlundan biri. Efsanede bahsedilen, Oğuz´un ışıktan doğan karısından olan 3 oğlundan biri. Ayhan´ın 4 oğlu 24 Oğuz boyunun 4´ünü oluşturur. Bunlar Bozoklu soyudur.
AYHATUN :(Tür.) Ka. - Ay yüzlü kadın. Ay ve hatun kelimelerinden birleşik isim.
AYİLKİN :(Tür.) Ka. - İlk çocuklara takılan isim.
AYKAÇ :(Tür.) Er. 1. Söyleyen, konuşan. 2. Akıl veren. 3. Ozan, şair.
AYKAN :(Tür.) Er. - Soylu, asil, temiz kişi.
AYKE :(Ar.) Ka. - Sık koruluk.
AYKUT :(Tür.) Er. 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. Karşılık, mükafat.
AYKUTALP :(Tür.) Er. - Mükafat veren kahraman, iyi karşılık veren bahadır.
AYLA :(Tür.) Ka. - Ay´ın ve güneşin etrafında bazı zamanlarda görülen halka, ayla. Beyaz ışık. (bkz. Hale).
AYLİN :(Tür.) Ka. - Ay´a ait.
AYMAN :(Tür.) Er. - Ay gibi güzel, ışıklı kimse.
AYNAMELEK :(t.a.i.) Ka. - Melek gibi, melek görünüşlü kadın.
AYNDİLGE :(a.t..i.) - Pınar, su, kaynak. - Antakya-Halep arasında, Suriye sınırına çok yakın bir yerde bulunan kaynak su. Tarihte bu kaynak dolayısıyla önemli yerleşim bölgesi olmuştur. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYNİ :(Ar.) Er. 1. Ayn´a ait. 2. Pınar, kaynak, göz. 3. Karşılığı mal olarak ödenmiş. el-Ayni, (1360-1451) yıllan arasında yaşamış İslâm âlimi.
AYNIHAYAT :(Ar.) Ka. ? Hayatın gözü, hayat pınarı.
AYNŞEMS :(Ar.) 1. Güneş kaynağı. 2. Mısır´da bir kasaba. 3. Bir cins değerli taş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYNÜDDEVLE :(Ar.) Er. - 1. Devletin gözü. 2. Devletin kaynağı. Aynüddevle (Öl. 1152). Danişmendli hükümdar. Melikşah´ın oğlu.
AYNUR :(t.a.i.) Ka. - Ay ışığı.
AYPARE :(f.t.b.i.) Ka. - Ay parçası.
AYPERİ :(t.f.i.) Ka. - Ay yüzlü güzel, dilber.
AYRAL :(Tür.) - Benzerlerinden farklı olan, kendine özgü, değişik. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYSAL :(Tür.) - Ay gibi, ay´a benzeyen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYSAN :(Tür.) - Ay gibi, ay yüzlü. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYŞAN :(Tür.) - Ay gibi şanlı, görkemli, parlak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYŞE :(Ar.) Ka. - Yaşayan. Rahat yaşayan.
AYSEL :(Tür.) Ka. 1. Bol ışık saçan, ay. 2. Ay´ın en parlak zamanında doğan.
AYSEMA :(t.a..i.) Ka. - Ay gözlü.
AYŞEN :(Tür.) Ka. - Neşeli ay, gülen ay.
AYSEN :(Tür.) Ka. - Ay gibi güzel. Parlak ve nurlu.
AYŞENUR :(Ar.) Ka. - Nurlu, ışıltılı hayat.
AYSEV :(Tür.) - Ay gibi sevgili. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AYŞIL :(Tür.) Ka. - Ay gibi ışıl ışıl. - Ay ve şıl kelimelerinden birleşik isim.
AYŞİRİN :(Tür.) Ka. - Sevimli ay, ay gibi sevimli. Şirin.
AYSU :(Tür.) Ka. - Su gibi berrak ay.
AYSUDA :(Tür.) Ka. - Suya yansıyan ay.
AYŞULE :(t.a.i.) Ka. 1. Ay kıvılcımı. 2. Ay ışığı.
AYSUN :(Tür.) Ka. - Ay gibi ışıltılı ve güzelsin anlamında.
AYTAÇ :(Tür.) Er. - Başa takılan ay şeklinde taç.
AYTEK :(Tür.) Er. - Ay gibi
AYTEKİN :(Tür.) Er. - Ay şehzadesi, ay prensi.
AYTEN :(Tür.) Ka. 1. Ay yüzlü. 2. Teni beyaz ve parlak olan. 3. Güzel vücutlu.
AYTOLUN :(Tür.) Er. 1. Dolunay. 2. Ay´ın ondördü gibi güzel.
AYTUĞ :(Tür.) Er. 1. Mızrağın ucu­na yapılmış ayın üstüne yapılan tüy. 2. Tuğ, tüy, fars gibi.
AYTÜL :(Tür.) Ka. - Ay ve tül kelimelerinden oluşan birleşik isimlerden. - Son zamanlarda yapılmış, uydurma bir isimdir.
AYTÜN :(Tür.) Er. - Ay ve gece.
AYTUNA :(Tür.) - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır, (bkz. Tuna).
AYVAZ :(Ar.) Er. 1. Arapça ivaz kelimesinin bozulmuş şekli. 2. Eskiden kibar konaklarda yemek servisi yapan ve sokak işlerinde kullanılan Vanlı Ermenilere verilen ad. Ermeni uşak. 3. Karagöz perdesinin belli başlı tiplerinden biri. 4. Köroğlu destanında bir kah
AYYÜKSEL :(Tür.) Ka. - Yükselen ay.
AYZER :(l.a.i.) 1. Altın renginde ay. 2. Ay´ın altın rengini aldığı an. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AZAD :(Fars.) Er. l. Hür, serbest. 2. Kimseye bağımlı olmayan. 3. Kurtul­muş. 4. Müberra. 5. Zarif, nazik.
AZAM :(Ar.) Er. - En büyük, daha büyük, ulu. İmam-ı Azam Ebu Hanife: Hanefi mezhebinin kurucusu. Büyük alim ve müctehid.
AZAMET :(Ar.) Er. - Büyüklük, ululuk.
AZER :(Fars.- İbr.) Er. - Ateş. İbrahim (a.s.)´in babası olduğu söylenir.
AZİM :(Ar.) Er. 1. Büyük, ulu, cesim, iri, muhteşem. 2. Kuvvetli, şiddetli, derecesi yüksek. 3. Ehemmiyetli, mühim, müthiş.
AZİME :(Ar.) Ka. 1. Kesin kararlılık, niyet, sebat. 2. Cin, yılan ve benzeri şeylerin şerrinden kurtulmak için okunan dua. 3. Büyük iş, büyük günah, büyük bela.
AZİMET :(Ar.) Ka. 1. Kuvvetli bir iradeye dayanan karar, yemin anlamına gelmektedir. 2. Herhangi bir kolaylığa başvurmaksızın bütün güçlüklerin irade gücüyle yenilerek yapılması gerekli olan dini vecibeler.
AZİZ :(Ar.) Er. 1. Muhterem, sayın. 2. Sevgili. 3. Veli, evliya, ermiş. 4. Az bulunur. 5. Allah´ın izzetli kıldığı, mü´min. - Aziz (İmadettin Abulfeth Osman el-Aziz): Selahaddin Eyyubi-´nin II. oğlu. Kardeşi el-Efdal, Melik iken kendisi Şam´ı terkederek Mısır
AZİZİ :(Ar.) Er. - Aziz´e ait. - XVI. yy.´da yaşamış Türk şairi. "Yedikuleli Azizi´ lakabıyla tanınır. Asıl adı Mustafa´dır.
AZMİ :(Ar.) 1. Kasıt, niyetlilik karar. 2. Kemikli. 3. Güçlü, kuvvetli. Azmi Pir Mehmet (-1583): Şehzade Mehmed´in ve III. Mehmed´in hocalığını yapmıştır.
AZMİDİL :(a.f.i.) Ka. - Gönül yüceliği.
AZMUN :(Fars.) Er. - Deneme, sınama, tecrübe.
AZRA :(Ar.) Ka. 1. Ayak değmemiş kum. 2. Delinmemiş inci. 3. Hz. Meryem´e verilen adlardan. 4. Medine şehrinin adların­dan biri. 5. Masal kahramanı "Vamık"´ın sevgilisi.
AZRAF :(Ar.) Er. 1. Zarif. 2. Pek ince, pek nazik. 3. Çok zeki.
AZREF :(Ar.) 1. Çok zarif, en zarif. 2. Çok zeki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
AZZAM :(Ar.) Er. - En büyük, en ulu. Abdullah Azzam: Afganistan İslâmî hareketinin siyasi liderlerinden. Bir suikast sonucu şehit olmuştur.
AZZE :(Ar.) Ka. 1. Dişi ceylan yavrusu. 2. Yüce, şerefli.

0 yorum: